Türkçedekullanılan eş sesli kelimeleri ve örnek cümleleri bu videodan izleyebilirsiniz. Bu cümleler dış kaynaklardan geliyor ve doğru olmayabilir. germankitchens.es arrow_drop_down germankitchens.es - Online dictionaries, vocabulary, conjugation, grammar Toggle navigation share Google'ın ücretsiz hizmeti, Türkçe ile 'den fazla dil arasında anında kelime, ifade, web sayfası çevirisi yapabilir Turkish English İngilizce Sınıf Türkçe Eş Sesli Kelimeler – 3. Kategori 4. Sınıf Türkçe Testleri. Soru / Süre 15 Soru / 15 Dakika. Zorluk Derecesi Orta. Eklenme Tarihi 25 Nisan 2022. 4. Sınıf Türkçe eş sesli kelimeler konusuna göre hazırlanan kazanımlara uygun 3. test soruları ve cevapları bulunmaktadır. rilir Yukarıda verilen sayfalarda, kaç tane eş sesli (sesteş) sözcük vardır? Cevap: yakınlık, -ğı a. 1.Yakın olma duru-mu. 2. isim, mecaz Duygusal bağ veya akrabalık ilişkisi. yakınmak (I) (nsz) Kına, yakı vb.ni vücudun bir yerine sürmek, koy-mak. yakınmak (II) (nsz) Sızlanmak, sız-lanarak anlatmak, şikâyet etmek. Koyile İlgili Cümleler. Mayıs 29, 2022 Temmuz 7, 2015 Yazarı: Admin. Kategoriler Kompozisyon Etiketler EŞ SESLİ SÖZCÜKLERİN CÜMLE İÇİNDE KULLANIMI. Vay Tiền Nhanh. Bu sayfada ingilizce Rills türkçesi nedir Rills ne demek Rills ile ilgili cümleler türkçe çevirisi eş anlamlısı synonym Rills hakkında bilgiler ingilizcesi Rills anlamı tanımı türkçe sözlük anlamı veya kelime anlamlarını bulabilirsiniz. Rills türkçesi Rills nedir ile ilgili cümlelerEnglish Her recently-released short story collection thrills enthusiasts of postmodern works in Esperanto. Turkish Onun yakın zamanda yayımlanan öykü koleksiyonu Esperanto'da post modern eserlerin meraklılarını ingilizcede ne demek, Rills nerede nasıl kullanılır?Brills Çivisiz kalkan. Çivisiz kalkan balığı. Pisi balığı. Mükemmel. Çivisizkalkan. Balık türü. Süper. Harika. Talim yaptırmak. Delik açmak. Çalıştırmak. Sonda ile yoklamak. Tohum ekmek. Matkap uçları. Talim yapmak. Makine ile tohum ekmek. Kuyu açmak. Matkapla Burgu kovanı. Matkap Faydasız süs. Gereksiz süs. Kızartmak. Izgara et. İşkence etmek. Kafes. Izgara yapmak. Sorguya çekmek. Izgarada pişirmek. Izgara. Sıkıştırmak. Derecik. Dere. Heyecanlanmak. Etkilemek. Heyecanlandırmak. Kril. Karides benzeri bir deniz Cırlak. Tiz sesli. Acı. Tiz ses. Kulak tırmalayıcı. Tiz ses çıkartmak. Tiz. Acı acı bağırmak. Keskin ses. Tiz bir sesle Derecik. Rills Türkçe anlamı, Rills eş anlamlısıSözcükler, direkt olarak Rills ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler Küçük dere. Georgia eyaletinde şehir. Georgia eyaletinde yerleşim Küçük körfez. Dayanmak. Kabul etmek. Su. Katlanmak. Irmak. Boyu, beslenme teknesi ve aşırı taşkın dışında taşıdığı su niceliği ile en küçük akarsu. İzin Ağaçlıklı küçük dere. İrlanda'da yerleşim Katlanmak. Su. Irmak. Çekmek. Tahammül etmek. Dayanmak. Birisini işaretle çağırmak. Baş işareti. İşaret etmek. synonyms belle miriam silverman, robert mills, beverly sills, rilling, runlet, rille, streamlets, streamlet, rill, runlets, brooklets, brooked, creek, glen, bourns, bourn, bournes, eaves trough, dingle, branches, branch, rivulets, dales, rivulet, dale, zıt anlamlı kelimeler, Rills kelime anlamıInessential Gereksiz şey. Gereksiz. Önemsiz şey. Önemsiz. Lüzumsuz. Sayfa düzgün görüntülenmiyorsa, lütfen sayfayı yenileyin. F5 Aradığınız eş sesli sesteş Ocak kelimesinin anlamı ve örnekleri; 1. Yılın ilk ayı. "Doğum günü 15 Ocak olması gerekir." 2. Yemek pişirmek için kullanılan yer. "Getirin balıkları da bu ocakta pişirelim." Eş Sesli Sesteş Kelime Örneği Arayın Yazılışları ve okunuşları aynı, anlamları farklı olan kelimelere eş sesli sesteş kelimeler denir. Eş sesli sesteş kelime Koca 1. Kadına göre eş. "Kocası her akşam eve elleri dolu gelirdi." 2. Büyük. "Koca koca ağaçları acımadan kestiler, orman filan kalmadı artık." Eş sesli sesteş kelime Pazar 1. Pazar günü. "Bu Pazar akşama kadar yatıp dinlendim." 2. Geçici satış yeri. "Havalar soğudu, pazarda fiyatlar da yükseldi." Eş sesli sesteş kelime Taş 1. Kimyasal veya fiziksel durumu değişiklikler gösteren, rengini içindeki maden, tuz ve oksitlerden alan sert ve katı madde. "Düşen taş az daha kafama gelecekti." 2. Mücevherlerde kullanılan yüksek değerli cevher. "Bu kolyenin bir taşı düşmüş." 3. Dama, domino, okey vb. oyunlarda kullanılan metal, kemik, plastik veya tahta parçalardan her biri. "Okey taşlarından biri eksik." Eş sesli sesteş kelime Kaza 1. Can veya mal kaybına, zararına neden olan kötü olay. "Geçirdiği trafik kazasından sonra iyileşmesi hayli zaman aldı." 2. İlçe, kaymakamlık. "İlçeye gittiğinde yaşlı kadının da ihtiyaçlarını alırdı." 3. Vaktinde kılınmayan namazı veya tutulmayan orucu sonradan yerine getirme. "Elinden geldiğince namazlarını kazaya bırakmamaya çalışırdı." Eş sesli sesteş kelime Satır 1. Bir sayfa üzerinde yan yana gelen kelimelerden oluşan ve alt alta sıralanmış her bir dizi. "Üç beş satırlık bir mektup yazıp gönderdim." 2. Et kesmeye, kemik kırmaya yarayan ağır ve enli bir tür bıçak. "Kurban etlerini satırla bir güzel parçaladık." Eş sesli sesteş kelime Makam 1. Mevki, konum. "Makamına güvenip konuşan insan, basit insandır." 2. Müzikte söyleme biçimi. "Bu şarkıyı bu makamda söylemeniz yanlış." Eş sesli sesteş kelime Diz 1. Bacağın ortasındaki bölüm. "Her gelişinde dizlerinden şikâyet ederdi." 2. Bir şeyleri dizmek. "Tespih tanelerini ipe özenle dizdi." Eş sesli sesteş kelime Kemer 1. Kumaş, deri veya metalden yapılan bel bağı. "Bugün kendine deri bir kemer almış." 2. Etek, pantolon vb. giysilerin bele gelen bölümü. "Bu pantolonun kemeri belimi çok sıkıyor." 3. Emniyet kemeri. "Kemerini takmadan yola çıkmaz." Eş sesli sesteş kelime Alay 1. Bayram, cenaze vb. törenlerde sıralı olarak giden insan topluluğu, kortej. "29 Ekimde, tören alayında görevliyim." 2. Genellikle üç tabur ve bunlara bağlı birliklerden oluşan asker topluluğu. "Alay komutanı, yakın akrabam olur." 3. Bir kimsenin, bir şeyin, bir durumun, gülünç, kusurlu, eksik vb. yönlerini küçümseyerek eğlence konusu yapma. "Şişko diye kendisiyle alay edilmesine çok sinir oluyor." Eş sesli sesteş kelime Yumak 1. Yuvarlak biçimde sarılmış iplik, yün vb. şey. "Bana kazak örmesi için, dört yumak ip getirdim." 2. Yıkamak. "Çocuğu yumak için yakalamaya çalışıyorlardı." Eş sesli sesteş kelime Çay 1. Bir Türk içeceği. "Bu çay, biraz demli geldi bana." 2. Küçük nehir. "Çayın kenarında yılın ilk pikniğimizi yaptık." Eş sesli sesteş kelime Yaş 1. Islak, nemli. "Çimler yaş, sakın oturayım filan deme." 2. Doğuştan beri geçen ve yıl birimi ile ölçülen zaman. "Teyze senin yaş kaç?" Eş sesli sesteş kelime Yol 1. Ulaşımı sağlamak için yapılmış yer. "Bu yolu takip edin, tam karşınıza çıkacak." 2. Tüy, saç vb. şeyleri yolmak, koparmak. "Dediklerime dikkat et, saçlarını yolarım senin." 3. Bir amaca ulaşmak için başvurulması gereken çare, yöntem. "Bu soruyu neden uzun yoldan çözmeye çalıştın?" Eş sesli sesteş kelime Dolu 1. Bir yağış türü. "Yağan dolu bahçeye epey zarar vermiş." 2. İçi boş olmayan. "Sorun olmaz, arabanın deposu tam dolu." Eş sesli sesteş kelime Bel 1. İnsan bedeninde göğüsle karın, sırtla kalçalar arasında daralmış bölüm. "O çuvalı kaldırdığımdan beri belim ağrıyor." 2. Toprağı aktarmaya veya işlemeye yarayan tarım aracı. "Bahçeyi kim belleyecekse bellesin, yoksa bu belleri alacağım." Eş sesli sesteş kelime İn 1. Yaban hayvanlarının kendilerine yuva edindikleri kovuk. "Ayı inine doğru sessizce ilerledik." 2. Yüksekten veya yukarıdan aşağıya doğru gelmek. "Aşağıya in de biraz konuşalım." 3. Değeri düşmek. "Benzin fiyatları hiç inmiyor." Eş sesli sesteş kelime Kes 1. Bıçak, makas vb. bir araçla bir şeyi ikiye ayırmak, parçalamak, doğramak. "Şu fotoğrafın kenarlarını kes." 2. Susmak "Kes artık be! Ne kadar çok konuştun." 3. Geçişi önlemek. "Üç maganda yolumuzu kesti." Eş sesli sesteş kelime Cilt 1. Ten, deri. "Senin cilt sorununa bu doktor da çare olamadı." 2. Kitap kaplaması. "Bu kitaplar yıpranmış gibi, ciltlense iyi olacak." Eş sesli sesteş kelime Çöz 1. Düğümlü, bağlı veya sarılı bir şeyi açmak. "Şu eşofmanın ipini çözsene." 2. Bir problemi ya da sorunun cevabını bulmak. "Bu matematik problemlerini çözemiyorum." Eş sesli sesteş kelime Yemek 1. Yenmek için pişirilip hazırlanmış yiyecek, aş. "Yemekler hazır, haydi sofraya." 2. Ağızda çiğneyerek yutmak. "Kim bu elmayı yemek ister?" 3. Kandırmak. "Hakem, futbolcunun bu hareketini yemekle büyük hata yaptı." Eş sesli sesteş kelime Kaz 1. Ördeğe benzeyen bir tür kuş. "Çocukları, sırf kazlara yem atsınlar diye gittik." 2. Toprağı veya yeri eşmek, kazmak. "Çiçeklerin etrafını kaz ki çiçekler daha da canlansın." Eş sesli sesteş kelime Er 1. Erken, geç olmayan. "Er ya da geç bu iş olacak." 2. En rütbesiz asker. "Erler, eğitimlerine kesintisiz devam ediyordu." Eş sesli sesteş kelime Arı 1. Bal ve bal mumu yapan, iğnesiyle sokan böcek. "Arı sokması çok can yakıyor." 2. Temiz. "Bu zamanda böyle arı bir su bulmak çok zor." 3. Yabancı şeylerden arınmış, katışıksız, saf, halis, öz. "Çok arı bir zeytinyağıymış, lezzetine bayıldım." Eş sesli sesteş kelime İç 1. Bir şeyin iç kısmı. "Bu kovanın içi neden pis görünüyor?" 2. Bir sıvıyı içmek. "Çocuklar gece yatarken süt içmeli ki sağlıklı kalabilsinler." Eş sesli sesteş kelime Kıta 1. Büyük kara parçası. "Antarktika kıtasını hep merak etmişimdir." 2. Dört dizeden oluşan şiir. "On iki kıtalık şiiri ezberlemek kolay olmadı." Örneklendirilmesini istediğiniz, eş sesli sesteş kelimeler-sözcükler ekleyin... Bu sayfadaki içerikler kaynak gösterilmeden alıntı yapılamaz, kanuna aykırı ve izinsiz olarak kopyalanamaz, başka yerde yayınlanamaz. Eş Sesli Sesteş Kelimeler Sözlüğünde 92 Kayıt Bulundu. Aradığınız eş sesli sesteş Düş kelimesinin anlamı ve örnekleri; 1. Rüya. "Sen onu ancak düşlerinde görürsün artık." 2. Belirli bir yükseklikten düşmek. "Bardaklar o heyecanla bir anda elimden düştü." Eş Sesli Sesteş Kelime Örneği Arayın Yazılışları ve okunuşları aynı, anlamları farklı olan kelimelere eş sesli sesteş kelimeler denir. Eş sesli sesteş kelime Kafa 1. İnsan başı, ser. "Şu bereyi giy, kafan üşümesin." 2. Kavrama ve anlama yeteneği. "O kadar anlattım, sizde de hiç kafa yok." Eş sesli sesteş kelime Asma 1. Belirli bir tür üzüm veren bitki. "Sapsarı üzümleri koparmak için asmaya uzandı." 2. Asmak işi. "Annesi, yıkanan çamaşırları asmakla meşguldü." Eş sesli sesteş kelime Aç 1. Tok olmayan, karnı açıkmış. "Bu çerezler biraz olsun açlığımızı yatıştırdı." 2. Aralamak, açmak. "Rüzgar esmeye başlayınca kapı ve pencere açıldı." 3. Bir toplantıyı, etkinliği başlatmak. "Toplantının açılış konuşması pek uzadı." Eş sesli sesteş kelime Koca 1. Kadına göre eş. "Kocası her akşam eve elleri dolu gelirdi." 2. Büyük. "Koca koca ağaçları acımadan kestiler, orman filan kalmadı artık." Eş sesli sesteş kelime Eş 1. Birbirinin aynı olan veya birbirine çok benzeyen iki şeyden her biri, benzeri. "On dakikadır ayakkabını eşini arıyorum." 2. Karı kocadan her biri, hayat arkadaşı, refik, refika. "İnsan, iyi ve kötü gününde eşinin yanında olmalı." Eş sesli sesteş kelime Gelin 1. Evlenmek için hazırlanmış, süslenmiş kız veya yeni evlenmiş kadın. "Gelinin güzelliği dillere destan oldu." 2. Gelmek eylemi. "Akşama bize gelin de maçı birlikte izleyelim." Eş sesli sesteş kelime Kır 1. Şehrin dışındaki dağ, bayır. "İnsan arada kırlara, bayırlara kaçıp gitmeli." 2. Parçalamak, bozmak. "Maç çok zorluymuş, adamın ayağı kırılmış." 3. Beyaz renk. "Babamın saçları kırlaşmaya başladı." Eş sesli sesteş kelime Aş 1. Yemek. "Herkes aşını yedikten sonra pasta keseceğiz." 2. Geçmek, aşmak. "Biz ne sınavlar aşmış insanız, bu sınav ne ki..." Eş sesli sesteş kelime Alay 1. Bayram, cenaze vb. törenlerde sıralı olarak giden insan topluluğu, kortej. "29 Ekimde, tören alayında görevliyim." 2. Genellikle üç tabur ve bunlara bağlı birliklerden oluşan asker topluluğu. "Alay komutanı, yakın akrabam olur." 3. Bir kimsenin, bir şeyin, bir durumun, gülünç, kusurlu, eksik vb. yönlerini küçümseyerek eğlence konusu yapma. "Şişko diye kendisiyle alay edilmesine çok sinir oluyor." Eş sesli sesteş kelime Kan 1. Vücudumuzdaki hayati sıvı. "Zavallı boğa, kanlar içinde insanlara saldırıyordu." 2. İnanmak, kanmak. "Şevket, artık bu sözlerinle beni kandıramayacaksın." Eş sesli sesteş kelime Boğaz 1. İki kara arasındaki kısım. "İstanbul'da boğaz olması şehre ayrı bir güzellik katıyor." 2. Boynun ön bölümü. "İki gündür yolardayım, boğazımdan sıcak bir yemek geçmedi." Eş sesli sesteş kelime Acı 1. Bazı maddelerin dilde bıraktığı yakıcı duyu. "Biberlerin bu kadar acı olacağını düşünmemiştim."" 2. Herhangi bir dış etken dolayısıyla duyulan rahatsızlık. "Düşürdüğün kitap, kafamı çok acıttı." 3. Ölüm, yangın, deprem vb. olayların yarattığı üzüntü, keder, elem. "Depremde yakınlarını kaybetmesinin acısını, hala yüreğinde hissediyor." Eş sesli sesteş kelime Geç 1. Erken olmayan. "Sanırım yine geç kaldık, ekmek kalmamış." 2. Bir yerden başka bir yere gitmek. "Karşıdan karşıya geçerken dikkatli olmak gerek." Eş sesli sesteş kelime Yat 1. Donanımlı büyük gemi. "Bu ne zenginliktir abi, yeni bir yat daha almış." 2. Uyumak için yapılan işin adı. "Akşam erken saatte yatan, sabah erken kalkar, unutma." Eş sesli sesteş kelime Beyaz 1. Beyaz ırktan olan kimse. "İnsanları zenci, beyaz diye ayırmak doğru değil." 2. Ak, kara ve siyah karşıtı. "Sevdiğim üç renk; mavi, beyaz, mor." 3. Beyaz renkte olan "Bugün beyaz bir gömlek almam gerekiyor." Eş sesli sesteş kelime Ocak 1. Yılın ilk ayı. "Doğum günü 15 Ocak olması gerekir." 2. Yemek pişirmek için kullanılan yer. "Getirin balıkları da bu ocakta pişirelim." Eş sesli sesteş kelime Gül 1. Bir çiçek türü. "Bahçedeki tüm güller açmış." 2. Gülmek, gülümsemek, tebessüm etmek. "Sen gülünce, ben de gülmekten kendimi alamadım." Eş sesli sesteş kelime Var 1. Elde bulunan, var olan. "Bizim evde kalan beş kişi var." "Cebimde sadece 5 TL var." 2. Ulaşmak, varmak. "Sabah olmadan oraya varırız gibime geliyor." Eş sesli sesteş kelime İt 1. Köpek. "Bu sokak itlerini başıboş bırakmamak gerek." 2. İleriye itmek "Beş kişi bir arabayı itemiyorlar, zor tabi bayır yukarı..." Eş sesli sesteş kelime Kat takım. "Üniversite sınavını kazanırsam sana bir kat elbise alacağım." defa, misil. "Benzin fiyatları üç kat artmış durumda." 3. Apartman dairesi. "Siz kaçıncı katta oturuyorsunuz?" 4. Üst üste konulmuş şeylerden her biri, tabaka. "Tuğlaları iki kat daha yükseltelim." Eş sesli sesteş kelime Yenik 1. Yenmiş, aşınmış. "Bu yenik ekmek dilimi kimin?" 2. Savaş veya yarışmada yenilmiş, mağlup. "Milli takım son maçını yenik bitirdi." Eş sesli sesteş kelime Sağ 1. Solun karşı yönü. "Sağ tarafımdan kalktım sanırım bugün, iyi günümdeyim." 2. Ölü olmayan. "Askerliği sağ salim bitirdi geldi yavrum." Eş sesli sesteş kelime Kor 1. Ateş durumuna gelmiş kömür veya odun parçası. "Kalan korları söndürmek için biraz su serptik." 2. Büyük acı, üzüntü, sıkıntı, dert. "Genç yaşta evladını kaybetti, bu kor onu yakıp bitiriyor." Eş sesli sesteş kelime Dolu 1. Bir yağış türü. "Yağan dolu bahçeye epey zarar vermiş." 2. İçi boş olmayan. "Sorun olmaz, arabanın deposu tam dolu." Eş sesli sesteş kelime Kuşak 1. Bele bağlanan kemer. "Bu kuşak kaç aydır belimde, belimin ağrısına iyi geldi." 2. Nesil, jenerasyon. "Bizim kuşak hayatın zorluklarını daha iyi bilirdi." Örneklendirilmesini istediğiniz, eş sesli sesteş kelimeler-sözcükler ekleyin... Bu sayfadaki içerikler kaynak gösterilmeden alıntı yapılamaz, kanuna aykırı ve izinsiz olarak kopyalanamaz, başka yerde yayınlanamaz. Eş Sesli Sesteş Kelimeler Sözlüğünde 92 Kayıt Bulundu. Bu sayfada ingilizce Onerous türkçesi nedir Onerous ne demek Onerous ile ilgili cümleler türkçe çevirisi eş anlamlısı synonym Onerous hakkında bilgiler ingilizcesi Onerous anlamı tanımı türkçe sözlük anlamı veya kelime anlamlarını bulabilirsiniz. Onerous türkçesi Onerous nedir ile ilgili cümlelerEnglish It's very onerous. Turkish O çok ingilizcede ne demek, Onerous nerede nasıl kullanılır?Onerous contract İvazlı akit. Bir hakkı kısıtlayıcı sözleşme. İvazlı sözleşme. Ekonomik açıdan dezavantajlı peace Bedeli ağır Külfetli bir şekilde. Emek vererek. Zahmetli bir şekilde. Ağır bir Sıkıntılı olma. Ağırlık. Zahmet. Sıkıntı. Külfetlilik. Sıkıcı olma. Bağışlayan. Affeden. Düzeltme yapan. Mazur gören. Islahta bulunan genellikle işlenen günahlar için. Telafi Başkasına mal bırakan kimse. Dönek veya firari. Bir başkasını terkeden veya bırakan kimse. Fariğ. Tek plan çekim. Müthiş yumruk. Yaman kimse. Müthiş yalan. Müthiş şey. Müthiş kimse. Süper conditioner İstenilen iklim koşullarını yaratan aygıt. Isıdüzenler. Binitlerde sıcaklık ve nem oranını düzenleyen, temiz hava sağlayan aygıt. İklimleme cihazı. İklimlendirme cihazı. İklimleme aygıtı. İklimlemeyi sağlayan aygıt ve düzen. İklimleyici. Havalandırma tertibatı. Havalandırma Hasenat emini. Sosyal görevli. Yardım dağıtan görevli. Yardım dağıtan kilise Onerous Türkçe anlamı, Onerous eş anlamlısıSözcükler, direkt olarak Onerous ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler Üzgün. Kasvetli. Kederli. Hüzünlü. Can sıkıcı. Üzücü. Bunaltıcı. Budala. Koltuk kolu. Kol. Körfez. Cephane. Zırh giydirmek. Koy. Silahlanmak. Pazı. Yıpratıcı meslek. Çok zor. Yapılması çok zor. Yıpratıcı. Yorucu. Çok Gürültülü. Kötü şekilde yüksek İçten. Karışık. Koyu. Yürekten. Dalgın. Tok ses. Aşırı. En derin. Bulunmuş. Yapmacık. Başarılmış. Danışıklı. Uydurma. Açıkça planlanmış veya tasarlanmış. Uyduruk. Yapay. Köşeye kıstırılmış. Köşeli. Pusuya düşmüş. Köşeye sıkıştırılmış. Pusu kurulmuş. Tuzağa düşmüş. Köşeye Kederli. Hüzünlü. Kasvetli. İç karartıcı. Ahmak. En kederli olanı. Budala. Başa bela olan. Spazm yapan. Ağrı yapan. Spazma neden olan. Krampa neden olan. Can synonyms tiring, dismals, capacities, birr, dolefuller, deliberate, painful, exhaustive, ability, fretful, cumbrous, acutes, toilsome, doleful, abilities, effortful, inconvenient, gripier, demanding, gruelling, gripy, deeper, clout, back breaking, capability, excruciating, taxing, contemptuous, difficult, weariful, annoying, ascendance, zıt anlamlı kelimeler, Onerous kelime anlamıLight Güneşten ya da başka kaynaklardan gelen ve gözü uyarıcı etkisi olan ışınım erkesi. Işık. Bilgisayar, fizik, uzay, sinema, televizyon, tiyatro alanlarında kullanılır. Yanmak. Işık saçmak. Nur. Açık renk. İnmek. Işıldamak. ingilizce tanımı, definition of Onerous Onerous kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi English to English Burdensome. Oppressive. Sayfa düzgün görüntülenmiyorsa, lütfen sayfayı yenileyin. F5 Koy kelimesinin eş sesli anlamları nelerdir? Koy kelimesinin eş sesli anlamları ile kurulmuş örnek cümleler. Koy ile ilgili eş sesli cümle örnekleri.“Koy’un anlamları”1 – Denizin, gölün küçük girintiler biçiminde karaya doğru sokulduğu bölümü 2 – Bir şeyi bir yere bırakmak, belli bir yere yerleştirmek 3 – Etkilemek, dokunmakKoy İle İlgili Eş Sesli CümlelerDenizin, gölün küçük girintiler biçiminde karaya doğru sokulduğu bölümü Anlamında Cümleler***Bulduğumuz sakin bir koyda günümüzü geçirip, denize girdik.***Gözlerden uzak, şahane, masmavi bir koy keşfettik.***Ege kıyıları cennet gibi koylarla doludur.***Onların denize girmek için gittikleri koyun yerini öğrenirsen sen de gidersin.***Dağların denize dik uzanmasından dolayı, Ege kıyılarında çok fazla koy bulunur.***Arkadaşlarla her zaman gittiğimiz koyda toplanıp, denize gireceğiz.***Yazlık evimizin hemen yakınındaki koy hem çok sığ hem de çok şeyi bir yere bırakmak, belli bir yere yerleştirmek Anlamında Cümleler***Bir anne bebeğini nasıl cami avlusuna koyup kaçabilir aklım almıyor.***Onun koyduğu kurallara uymaya çalışırsan sadece kendine eziyet etmiş olursun.***Her seferinden farklı yerlere koyarsan, her seferinde nereye koyduğunu ararsın.***Ben turşuyu, içine sirke koymadan limonla yapanlardanım.***Anahtarı nereye koydun?***Son parçayı da yerine koyduktan sonra artık yap bozumuz tamamlanmış olacak.***Paranın üstünü saymadan cebine koydu ve hızlı adımlarla uzaklaştı.***Bu sefer keke kabartma tozu yerine karbonat koydum.***Eğer eşyalarını hep aynı yere koyarsan bulmak için aranmak dokunmak Anlamında Cümleler***Annemin kardeşlerim arasında ayrım yapması bana çok koyuyor.***Her şeyi affedebilirim ama en son sözleri bana çok koydu.***Ayrılırken ki yalvarırcasına bakışları çok koydu, aklımdan çıkmıyor.***Sana bu kadar koyacağını bilseydim asla bırakıp gitmezdim.***Kocasının ölümünden sonra annesini de kaybetmek kadıncağıza çok koydu.***Annesi ve babasının kaybının ardından boşanmak da ona çok koymuştu.***Onun yokluğu bana çok koysa da alışmaya çalışıyorum***Bana koyan çalışmak değil, emeklerimi kimsenin takdir etmiyor olması.

koy ile ilgili eş sesli cümleler