MISC hastalığında vücutta birden çok sistemin etkilendiğine vurgu yapan Doç. Dr. Kara, "Mide bulantısı, kusma, ishal, şiddetli karın ağrısı gibi bağırsak tutulumu semptomları 1324 Ay Bebeklerde Beslenme, Anne sütü ve Ek Gıdalar. yumurtaya 2 yaş ve balığa 3 yaşına kadar başlanmamalıdır. İnek sütü; dakikalar veya saatler içinde ortaya çıkan, yaygın kızarıklık, hırıltılı solunum, kusma ve ishal ile kendini belli eder. Değişikyaş grupları: Çocuklarda kullanımı: 10 yaşın altındaki çocuklarda hekim tarafından önerilmedikçe kullanılmamalıdır. Çocuklarda kullanılan bezler, özellikle plastikten yapılanlar kapalı pansuman görevi görerek ilacın deriden emilimini arttırırlar ve istenmeyen etkilerin görülmesine neden olabilirler. Vücuttakızarıklık neden olur. admin; 2022 ; Alet; Leave a comment; Vücuttaki kızarıklık ve beraberinde gelen pullanma ve çatlama görüntüsü, cildin nemsiz kaldığının habercisidir. Ciltte kızarıklık oluşması aşırı sıcak suyla yıkanmak, güneşte çok kalmak, yetersiz sıvı tüketimi, kullanılan ilaçlar ve çevre şartları sebebiyle oluşabilir. ÇocuklardaÜrtiker Belirtileri: Cilt yüzeyinde kabarıklık, kaşıntı, pul pul kızarıklık olması en belirgin özelliğidir. Bazen ise sızlama ve yanma hissi de verebilen çocuklarda ürtiker, beyaza dönük veya pembe renkli kabarıklarla kendini gösterir. Çok hızlı yayılırlar ve özellikle de gecenin bir yarısı kaşıntı Vay Tiền Nhanh. Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bölümü Uzmanı Doç. Dr. Mustafa Taşkesen, bebeklerde yüz bölgesinde, dudakta ve vücutta kızarıklık, ciltte kuruluk, kaşıntı, ishal ve kusma gibi belirtilere neden olan inek sütü alerjisinin kalp ve solunum problemlerine yol açarak hayatı tehdit edebilecek kadar ciddi boyutlara ulaşabildiğine dikkat Dicle Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bölümü’nden Doç. Dr. Mustafa Taşkesen, çocuklarda görülen inek sütü alerjisi hakkında bilgi verdi. İnek sütü alerjisinin sütle beslenen 2 yaş altı çocuklarda sık görüldüğüne dikkat çeken Taşkesen, “Dolayısıyla bu yaş aralığındaki çocuklarda görülebilecek belirtiler daha dikkatli incelenmelidir. İlk altı aylık dönemde daha çok kanlı mukuslu ishal, sık tekrarlayan ve geç düzelen pişikler, egzama, infantil kolik benzeri gaz sancıları, kusma ve reflü gibi belirtiler göstermektedir. Özellikle kanlı mukuslu ishal bu dönemde önemli bir işarettir. Bu belirtilerin gözlemlendiği bebeklerde inek sütü alerjisinden şüphelenmeli ve ona göre tetkikler yapılmalıdır” dedi.“Tetkik sonuçları detaylı incelenmeli”İnek sütü alerjisinden şüphelenilen bebeklerin gaita tetkiklerinde bazen amip kistleri veya gizli kan görüldüğü şeklinde rapor verilebileceğini anlatan Taşkesen, “Özellikle ilk altı aylık dönemde amip enfeksiyonu son derece nadir olduğu için bu tetkik sonuçları dikkatle değerlendirilmeli, amip-antijen tetkiki ile bu sonuçlar teyit edilmelidir” diye konuştu.“Anneye diyet önerilebilir”İnek sütü alerjisi tanısı için sadece tetkik sonuçlarına göre hareket edilmemesi gerektiğini vurgulayan Taşkesen, şunları kaydetti“Çünkü tetkik sonucu bazen yanıltıcı olabilir. Ancak bu durumlarda ortalama iki hafta kadar, bebek sadece anne sütü alıyorsa, anneye uygun diyet programı uygulandıktan sonra belirtilerde düzelme olup olmadığına ve süt ürünü verildikten sonra belirtilerin tekrarlayıp tekrarlanmadığına bakılmalıdır. Sadece anne sütü alan bebeklerde annenin süt ve süt ürünlerini tüketmemesi gerekir. Bebek, anne sütü ve beraberinde ek gıda/devam sütü alıyorsa hem anneye hem de bebeğe diyet uygulanmalıdır. Diyetin süresi hastaya göre değişmektedir. Ciddi alerjik sorunu olmayan bebeklerde bir yaşından sonra düzelme görülebilmektedir. Keçi sütü kullanımı, çapraz reaksiyon nedeniyle önerilmemektedir.” Yenidoğan döneminden itibaren bebeklerde çeşitli dermatolojik rahatsızlıklar ortaya çıkmaktadır. Bunun sebebi bebeklerin cildinin yetişkinlere kıyasla çok daha hassas olmasıdır. Kızarıklık ve kabarma şeklinde olan semptomlar anneleri zaman zaman endişeye düşürse de çoğunlukla endişelenecek bir durum yoktur. Bebeklerde kızarıklık ve kabarma sıkça görülebilen bir durumdur. Bebeklerde sinek ısırığı, bebeklerde kızarıklık ve kabarma gibi yaygın cilt sorunları hakkında bilgi sahibi olmak, bebeğinizin sağlığını tehdit edecek sorunlara karşı önlem almanızı döneminden itibaren bebeklerde çeşitli dermatolojik rahatsızlıklar ortaya çıkmaktadır. Bunun sebebi bebeklerin cildinin yetişkinlere kıyasla çok daha hassas olmasıdır. Kızarıklık ve kabarma şeklinde olan semptomlar anneleri zaman zaman endişeye düşürse de çoğunlukla endişelenecek bir durum yoktur. Bebeklerde kızarıklık ve kabarma sıkça görülebilen bir durumdur. Bebeklerde sinek ısırığı, bebeklerde kızarıklık ve kabarma gibi yaygın cilt sorunları hakkında bilgi sahibi olmak, bebeğinizin sağlığını tehdit edecek sorunlara karşı önlem almanızı sağlar. Bebeklerde Sinek Isırığı Nasıl Geçer? Pek çok bebek, hava sıcaklıklarının artmasıyla birlikte her yaz sinekler tarafından ısırılmaktadır. Sinekler ısırdıkları cilde protein içerikli salyalarını bırakırlar. Yetişkin bireylerin bağışıklık sistemi bu proteinlerle daha önce karşılaştığı için ciddi sorunlar ortaya çıkmaz. Sineklerle yeni tanışan bebekler ise bu proteinlere henüz bağışıklık kazanmamıştır. Bu sebeple bebeklerin cildi sinek ısırıklarına daha büyük reaksiyon vermektedir. Sinekler bebekleri ısırdığında ciltte genelde 3 ya da 5 mm boyutlarında kızarıklık ve hafif bir şişme oluşmaktadır. Bebeğinizin cildi çok hassas ise bu boyut biraz daha büyük olabilir. Peki bebeklerde sinek ısırığı nasıl geçer? İlk olarak cildin reaksiyon oluşan bölgesi temiz bir pamuk ve su ile temizlenmelidir. Daha sonra bu bölgeye ovuşturmadan soğuk kompres uygulanmalıdır. Bu gibi durumlarda cildi ovuşturmak kaşıntıyı ve kızarıklığı arttıracaktır. Bunun sebebi ise ısırılan bölgeyi ovuşturmanın ciltte oluşan yangıyı arttırmasıdır. Bebeğinizin cildinde oluşan reaksiyonlar 2-3 gün içinde geçme eğilimi gösterecektir. Sinek ısırıkları çok nadir olmakla birlikte ciddi alerjik reaksiyonlara da sebep olabilir. Bu alerjik reaksiyonlarda, göz kapağında, ayaklarda ve kollarda tümüyle şişme, cildin önemli bir bölümünde kızarıklık ve nefes alma güçlüğü gibi belirtiler gözlemlenmektedir. Böyle durumlarda vakit kaybetmeden bir sağlık kuruluşuna başvurmak önemlidir. Bebeklerde Sinek Isırığı İçin Krem Bebeklerde sinek ısırığını geçirmek için anneler, genellikle ısırılan bölgeye kolonya ve parfüm gibi alkol oranı yüksek ürünler uygulamaktadır. Fakat bu müdahale ciltte daha büyük sorunlara yol açabilir. Ciltleri son derece hassas olan bebeklerin hangi maddelere karşı alerjisinin olduğunu bilmek pek mümkün değildir. Uzmanlar böyle bir durumda alkol bazlı ürünler yerine ısırılan bölgenin oksijenli su ile temizlenmesini önermektedir. Sineğin ısırdığı yerde yangı, kaşıntı ve kızarıklık gibi reaksiyonlar oluşacağı için bebeğinize içeriğinden emin olduğunuz rahatlatıcı kremler sürebilirsiniz. Bebeklerde sinek ısırığı için krem kullanımına çok sık başvurulmaktadır. Anlık olarak o bölgeyi rahatlatan ve onaran kremler, uzmanların da uyguladığı tedavi seçeneklerinden biridir. Bu noktada alerjik reaksiyonlara meyilli hassas bebek ciltleri için üretilmiş onarıcı bakım kremleri kullanarak bebeğinizin cildini rahatlatabilirsiniz. Yenidoğan döneminden itibaren bebeklerde çeşitli dermatolojik rahatsızlıklar ortaya çıkmaktadır. Bunun sebebi bebeklerin cildinin yetişkinlere kıyasla çok daha hassas olmasıdır. Kızarıklık ve kabarma şeklinde olan semptomlar anneleri zaman zaman endişeye düşürse de çoğunlukla endişelenecek bir durum yoktur. Bebeklerde kızarıklık ve kabarma sıkça görülebilen bir durumdur. Cilt Kuruluğu Bebek cildinde kızarıklık ve kabarmanın en sık görülen sebebi cilt kuruluğudur. Bebek cildinin nem tutma kapasitesi oldukça azdır. Nemsiz kalan cilt yüzeyinde kızarıklık ve kabarma görülmesi oldukça normal bir durumdur. Bu durumda bebeğinizin cildi onarıcı ve yatıştırıcı bir bakım rutinine ihtiyaç duymaktadır. İçeriği temiz ürünlerle doğru hijyen ve bakım rutini uygulandığında kuruluğa bağlı ortaya çıkan dermatolojik semptomlar kısa bir süre içinde tedaviye gerek olmadan gerileyecektir. Sıcak Döküntüsü İsilik Bebeklerde cilt kızarıklıkları ve kabarmanın bir başka sebebi ise genellikle isilik olarak adlandırılan sıcak döküntüsüdür. Özellikle yaz aylarında görülen sıcak döküntüsü ter bezlerinin tıkanması sonucu meydana gelir. Bu durum sıcak havalarda bebeklerin olması gerekenden daha kalın giydirilmesi sonucunda ortaya çıkmaktadır. Sıcak döküntüsünün oluşmaması için bebek cildinin nefes alabileceği ince ve pamuklu kıyafetler tercih edilmeli ve bebeklerin bezleri sık sık değiştirilmelidir. İsilik belirtileri çoğunlukla bu bakım önerileriyle kendiliğinden geçmektedir. Pişik Tıbbi adı amonyak dermatiti olan pişik, bebeklerde çok sık görülen bir cilt rahatsızlığıdır. Bebeğinizin cildinde pişiğe bağlı ortaya çıkan kızarıklıklar ve kabarmalar genellikle bebek bezinin cilde sürtünmesinden kaynaklanmaktadır. Bu durum çoğu zaman cildi tahriş ederek çeşitli döküntülere sebep olmaktadır. Pişiğin bir diğer sebebi ise bebek dışkısında yer alan çeşitli bakterilerdir. Bebeğinizin cildini temiz ve kuru tutarak bu sorunun önüne geçebilirsiniz. Bebek kıyafetlerinin yoğun kimyasal içeren deterjanlara maruz kalması da pişik riskini önemli ölçüde arttırmaktadır. Bebeğinizin kıyafetlerini hassas cilt yapısına uygun ürünlerle temizlemelisiniz. Ürtiker Kurdeşen Bebeklerde en sık karşılaşılan dermatolojik sorunlar arasında besin ve ilaç alerjisinin sebep olduğu Ürtiker Kurdeşen bulunmaktadır. Ciltte çoğunlukla kabartılı ve kırmızı lekeler olarak görülen Ürtiker, vücudun her yerinde çıkabilir. Semptomlar kısa bir süre içinde ortaya çıkar ve ardından hemen kaybolabilir. Ürtikere neden olabilecek potansiyel alerjenlerin tespit edilerek, bebeklerin bu alerjenlerden uzak tutulması tedavinin en önemli aşamasıdır. Eğer ürtikerin bir ilaçtan kaynaklandığı düşünülüyorsa mutlaka bir uzmana danışılmalıdır. Ürtikerin devam etmesi halinde doktorunuz alerjik reaksiyonların ortadan kalkması için ilaç tedavisine başlayacaktır. Bebeklerde Sivilce Gibi Kızarıklık Zararlı mıdır? Bebeklerin yüz, göğüs ve sırt bölgelerinde sivilce benzeri kızarıklıkların görülmesi oldukça yaygındır. Yenidoğan bebeklerde görülen sivilceler anneden bebeğe geçen hormonlarla açıklanmaktadır. Bu durumda ebeveynlerin endişe edeceği bir durum yoktur ve semptomlar kendiliğinden geçmektedir. Yenidoğan döneminden sonra ortaya çıkan sivilce benzeri kızarıklıklar ise “İnfantil Akne” olarak adlandırılmaktır. Bebeğin anne karnındaki korunaklı ortamından dış dünyaya geçişinde cilt mikrobiyolojik yönden dış etkenlere açık duruma gelmektedir. Bu duruma bağlı olarak ortaya çıkan İnfantil Akne her ne kadar birkaç ay içinde kendiliğinden gerilese de ciltte akıntılı bir kızarıklık meydana gelirse bu durum enfeksiyon oluşumuna işaret edebilir. Böyle bir durumda mutlaka bir uzmandan yardım alınmalıdır. Bebeklerde Vücutta Kızarıklık Neden Olur? Bebeklerin vücudunda çıkan kızarıklıklar anneleri zaman zaman endişeye düşürse de çoğunlukla endişelenecek bir durum yoktur. Bebeklerin cildinde oluşan kızarıklık sıkça görülebilen bir durumdur. Peki bebeklerde kızarıklık neden olur? Kızarıklıklar; Pişik, sinek ısırması, isilik ve cilt kuruluğu gibi çeşitli nedenlerle meydana gelebilir. Böyle bir durumda uygun hijyen ve bakım rutini ile cilt sorunlarını ortadan kaldırabilirsiniz. Fakat bebeğinizin vücudundaki kızarıklıkların yanı sıra nefes darlığı ve yüksek ateş gibi semptomlar gözlemlenirse, bebeğiniz mutlaka bir uzman tarafından değerlendirilmelidir. Bebeklerde Ağız Kenarında Kızarıklık Neden Olur? Uzmanlar bebeklerin ağız kenarında oluşan kızarıkların besin alerjisine bağlı gelişebileceğini belirtmektedir. Besin alerjisi çoğunlukla 2 yaşından küçük bebeklerde görülmektedir. Besin alerjisinin en sık görülen belirtisi ise ağız kenarında oluşan kızarıklıklardır. Her zaman olmasa bile bebeklerde yanaklarda kızarıklık görülmesi de besin alerjisinin bir işareti olabilir. Böyle bir durumda bebeğinizin mutlaka bir alerji ve immünoloji doktoru tarafından değerlendirilmesi gerekmektedir. Bebeklerin ağız kenarında görülen kızarıklığın sebeplerinden birisi de perioral dermatittir. Perioral dermatitte bebeğin ağız kenarında kızarıklık ile birlikte kabarcık, soyulma ve sivilce benzeri oluşumlar da görülebilir. Genellikle burun ve dudak arasında görülen perioral dermatit, nadiren yanaklara kadar da yayılabilir. Perioral dermatit şüphesi olması halinde doktora başvurulmalı, aksi halde hastalığın aylarca devam edebileceği unutulmamalıdır. Yenidoğan Bebeklerde Kızarıklık Nasıl Geçer? Bebeklerin anne karnındaki korunaklı ortamından dış dünyaya geçişinde, cilt mikrobiyolojik yönden dış etkenlere açık duruma gelmektedir. Bu duruma bağlı olarak ortaya çeşitli dermatolojik sorunlar çıkmaktadır. Yeni doğan bebeklerde kızarıklıkların geçmesi için; Bebeklerin cildi alerjen içermeyen bir nemlendirici ile düzenli olarak nemlendirilmelidir. Bebeklerin cildini tahriş edebilecek ürünler kullanmaktan kaçınılmalıdır. Bebek kıyafetlerini yoğun kimyasal içeren ürünlerle yıkamamaya özen gösterilmelidir. Bebekler güneşin zararlı etkilerinden mutlaka korunmalıdır. Bebeklerin hassas cildine uygun güneş koruyucu losyon kullanılmalıdır. Sıcak havalarda bebeklere ince ve pamuklu kıyafetler giydirilmelidir. Bebeklerin bezi sık sık değiştirilmeli ve ciltlerinin temiz ve kuru olduğundan emin olunmalıdır. AnasayfaAnne / Çocuk Bebeklerde Yüzde Ve Vücutta Kızarıklık Nedenleri Nelerdir? Tedavisi Nedir? Bebeklerde Yüzde Ve Vücutta Kızarıklık Nedenleri Nelerdir? Tedavisi Nedir? Bebeklerde sivilce gibi kızarıklık ve bebeklerde boyunda kızarıklık neden olur? Bebeklerde yüzde kızarıklık ve kuruluk nedenleri nelerdir? Bebeklerin yüzündeki kızarıklık nasıl geçer? Sen de bebek vücudunda kızarıklık ve bebeklerde yüzde kızarıklık konusunda tüm bilgileri bizimle öğrenebilirsin. Bebek Vücudunda Kızarıklık Nedenleri Nelerdir? Bebek Vücudunda Kızarıklık NedenleriBebeklerin alın, yanak gibi yüzünün ve kol ya da bacak gibi vücut bölgelerinde kızarıklıklar meydana gelmesi, anne babaların telaşa kapılmasına yol açabilir. Bebeğin cildinde kızarıklık ile gözlemlenebilen reaksiyonların meydana gelmesine isilik, sivilce, pişik gibi farklı nedenler yol hassas cildinde reaksiyona yol açabilecek sayısız nedenden bahsedebiliriz. Ancak bunların bebeklik çağına uygun olarak en sık görülenleri şu şekilde listelenebilir İsilik Atopik dermatit Çilek adı verilen bir tür kızarma Suçiçeği Egzama Pişik Kızamık Bebeklik dönemi sivilcesi Kimyasal ve parfüm içeren ürünler Tahriş Aşırı sıcak hava Hava ya da parfüm içeren ürün gibi annenin kontrolünde olan nedenlerin haricinde, egzama ya da sivilce gibi cildin kendi oluşturduğu nedenler de kızarıklığa yol açabilir. Bu nedenle ebeveynlerin nedeni kendisi tespit etmeye çalışmak yerine doktora başvurarak kesin tanıyı öğrenmeleri önerilir. Senin için uzman doktorlarımızdan sorunun nedenlerine ve çözümlerine dair tüm cevapları aldık, sağlıklı bebekler için ihtiyacın olan her bilgiyi yazdık. Bebek Vücudunda Kızarıklık NedenleriSoru 1 3,5 aylık bir bebek annesiyim. Bebeğimin yüzünde minik kızarıklıklar var, nedeni ne olabilir?Cevap Atopik dermatit adı verilen ve kendini ciltte kuruma ile gösteren, egzama benzeri bir bebeklik dönemi rahatsızlığından bahsedilebilir. Bu hastalıkla birlikte bebeğinizin cildinde kızarmalar gözlemlenebilir. Soru 2 6 aylık bir kız bebeğim var. Yüzünde ve vücudundaki bazı bölgelerde kızarmalar var. Doktorumuz Eumovate krem verdi. Kremi kullanınca ilk gün kızarıklıklar azalıyor ancak kremi bıraktığımız an yineliyor. Hatta bazen kızaran yerleri kaşınıyor. Bebeklerde alerji bu şekilde görülüyor olabilir mi? Ne yapmalıyım? Cevap Bebeklerde kaşıntı ve kızarıklıklarla kendini gösteren pek çok hastalıktan bahsedilebilir. Bu şikayetler için bir cildiye uzmanı ile görüşülmesi 3 Bebeğim 5 aylık, sırtında bazı bölgelerde kızarıklıklar oluşmuş. Bebeklerin yüzündeki kızarıklık nasıl geçer? Bebeğimi çorba, meyve gibi besinlerle besliyorum, bunlar alerji yapmış olabilir mi? Cevap Bahsedilen durumun nedeni alerji olabilir ancak bunu evde anlayabilmeniz için ek gıdaları kesip her birini belli sürelerde teker teker vermeyi deneyebilirsiniz. Eğer herhangi bir besine alerjisi varsa kendini bu şekilde gösterecektir. Bebeklerde Kızarıklıklar Nasıl Geçer? Bebeklerde Kızarıklıklar Nasıl Geçer?Soru 4 8,5 aylık bir bebeğim var ve cildinde kızarıklıklar ortaya çıktı. Doktorumuz atopik alerji tanısı koydu ve sürmemiz için hiroid merhem verdi. Bebeklerde sivilce gibi kızarıklık için başka neler yapabilirim?Cevap Tıp dünyasında alerjik egzama olarak da adlandırılan bu durum ne yazık ki sadece kortizonlu merhemler ile geçemez. Bu durumun geçmesi için ek olarak oral ilaç da verilmesi gerekir. Ancak bu ilaçlar internet üzerinden ve hasta değerlendirmeden verilemez. Doktorunuza yeniden başvurarak ilaç isteyebilirsiniz. Soru 5 Bebeğim 2,5 aylık oldu. Yanak bölgesi başta olmak üzere yüz genelinde kızarmalar oluştu. Bepanthene kullanarak nemlendirmeye çalıştık ancak hiçbir faydasını görmedik. Doktorumuz zamanla geçeceğini söyledi ama ben yine de endişe ediyorum. Bu gibi bebeklerde cilt enfeksiyonu durumlarında ne yapılabilir? Cevap Bebeklikte atopik egzamayı sıklıkla görüyoruz. Bir cildiye uzmanı ile görüşmenizi öneririz. Soru 6 1,5 aylık bir bebek annesiyim. Bebeğim ateşi normal ancak yine de kızarıklıklarını görebiliyorum. Hatta vücudunda ele gelmeyen ancak yüzünde elle hissedilebilen kızarıklıklar var. Bu gibi bebek cildinde kabarma vakalarında ne önerirsiniz? Cevap Bebeklik döneminde akne ve sivilceler tıpkı yetişkinlerdeki gibi ele gelebilir ve vücuda yayılabilir. Bir cilt uzmanının değerlendirmesi gerekmektedir. Görmüş olduğumuz üzere bebeklerin cildinde meydana gelen başta kızarıklık olmak üzere, kabarıklıklar ya da kaşınmalar pek çok farklı nedenden ileri gelebilir. Bunun nedeni verdiğin besinlerin alerjiye neden olmasından tutalım da atopik egzama gibi oral ilaç alınmasına neden olacak rahatsızlıklar bile olabilir. Duruma tanı konması için bir cilt uzmanı ile görüşülmesi en doğru hareket olacaktır. Aksi halde kulaktan dolma bilgilerle uygulanan medikal kremler ya da haplar bebeğinde beklenmedik birçok zarara neden olabilir. Bebeklerde Kaşıntı, Kızarıklık, Egzama Nasıl Geçer? – Video Sen de bebeklerin cildinde kızarıklık hakkındaki tüm görüşlerini, deneyimlerini ve sorularını bizlere yorumlar kısmında yazmayı unutma. Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bölümü Uzmanı Doç. Dr. Mustafa Taşkesen, bebeklerde yüz bölgesinde, dudakta ve vücutta kızarıklık, ciltte kuruluk, kaşıntı, ishal ve kusma gibi belirtilere neden olan inek sütü alerjisinin kalp ve solunum problemlerine yol açarak hayatı tehdit edebilecek kadar ciddi boyutlara ulaşabildiğine dikkat Dicle Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bölümü'nden Doç. Dr. Mustafa Taşkesen, çocuklarda görülen inek sütü alerjisi hakkında bilgi verdi. İnek sütü alerjisinin sütle beslenen 2 yaş altı çocuklarda sık görüldüğüne dikkat çeken Taşkesen, "Dolayısıyla bu yaş aralığındaki çocuklarda görülebilecek belirtiler daha dikkatli incelenmelidir. İlk altı aylık dönemde daha çok kanlı mukuslu ishal, sık tekrarlayan ve geç düzelen pişikler, egzama, infantil kolik benzeri gaz sancıları, kusma ve reflü gibi belirtiler göstermektedir. Özellikle kanlı mukuslu ishal bu dönemde önemli bir işarettir. Bu belirtilerin gözlemlendiği bebeklerde inek sütü alerjisinden şüphelenmeli ve ona göre tetkikler yapılmalıdır" dedi."Tetkik sonuçları detaylı incelenmeli"İnek sütü alerjisinden şüphelenilen bebeklerin gaita tetkiklerinde bazen amip kistleri veya gizli kan görüldüğü şeklinde rapor verilebileceğini anlatan Taşkesen, "Özellikle ilk altı aylık dönemde amip enfeksiyonu son derece nadir olduğu için bu tetkik sonuçları dikkatle değerlendirilmeli, amip-antijen tetkiki ile bu sonuçlar teyit edilmelidir" diye konuştu."Anneye diyet önerilebilir"İnek sütü alerjisi tanısı için sadece tetkik sonuçlarına göre hareket edilmemesi gerektiğini vurgulayan Taşkesen, şunları kaydetti"Çünkü tetkik sonucu bazen yanıltıcı olabilir. Ancak bu durumlarda ortalama iki hafta kadar, bebek sadece anne sütü alıyorsa, anneye uygun diyet programı uygulandıktan sonra belirtilerde düzelme olup olmadığına ve süt ürünü verildikten sonra belirtilerin tekrarlayıp tekrarlanmadığına bakılmalıdır. Sadece anne sütü alan bebeklerde annenin süt ve süt ürünlerini tüketmemesi gerekir. Bebek, anne sütü ve beraberinde ek gıda/devam sütü alıyorsa hem anneye hem de bebeğe diyet uygulanmalıdır. Diyetin süresi hastaya göre değişmektedir. Ciddi alerjik sorunu olmayan bebeklerde bir yaşından sonra düzelme görülebilmektedir. Keçi sütü kullanımı, çapraz reaksiyon nedeniyle önerilmemektedir." Çağımızın hastalıkları arasında kabul edilen alerjiler, yetişkinlerin olduğu kadar çocukların da yaşam kalitesini olumsuz etkiliyor. Peki, önlem almak ne derece mümkün ? Giriş Tarihi 1538 Son Güncelleme 1542 Anne veya babadan birinde alerji varsa çocukta görülme oranı yüzde 30, hem annede hem babada varsa çocukta alerji görülme oranı yüzde 50-70 arasıdır. Çevresel faktörler de alerjilerin görülme oranını yükseltir. Özellikle alerjik bünyeli çocuklar mevsim değişimi ile oluşan polenler nedeniyle nefes almakta zorluk çeker, kaşıntı ve ciltte kızarıklıklar gibi sorunlar yaşarlar. Sadece bahar etkisiyle oluşmayan, besinden ilaç kullanımına, tozdan bazı hayvan tüylerine kadar birçok etkene bağlı olarak oluşan alerjilerle ilgili annebabaların nasıl bir yol izlemeleri gerektiğini Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Sinem Karaca Atakan'a sorduk., Alerji nedir? Alerji, vücudun aslında zararlı olmayan bazı maddelerden veya hava şartlarından etkilenmesi ya da aşırı tepki göstermesidir. İnsan vücudunun dış dünyayla ilişki kuran sistemleri, örneğin; cilt, mide bağırsak sistemi ya da solunum sistemi ortamda olup biten şeylere karşı tepkisiz kalmaz. Kendisini korumaya yönelik tepkiler verir. Bu tepki bazı insanlarda aşırı olur, bu da alerjidir. Alerji, son yıllarda giderek artan sağlık sorunlarından biridir. Doğal yaşamdan uzaklaşmak, sanayileşmeyle birlikte çevre kirliliğinin de artması, kimyasal maddelerin hayatımıza girmesi, özellikle çocuklarda alerji görülme oranlarını artırıyor. Öyle ki dünyaya bakıldığında Avrupa ve Amerika gibi gelişmiş ülkelerin bulunduğu kıtalarda alerji görülme oranı ülkemize göre çok daha yüksektir. Ailede alerjik hastalık hikayesi olması, yani genetik faktörler alerji görülme riskini artırır. Aşırı reaksiyona neden olan şeylere de alerjen adı verilir. Çevredeki her şeyin alerjik reaksiyona neden olma riski, ihtimali mevcuttur. Tozlar, yiyecekler, takılar, ilaçlar, parfümler, hayvanlar, bitkiler, temizlik malzemeleri vb... Listeyi uzatmak mümkün. İlkbahara dikkat! Çocukluk çağında solunum, deri ve mide-bağırsak sistemiyle ilgili her bir yakınma, alerji bulgusu olabilir. Çocuklukta alerji, her yaş içinde özellikle 5-6 yaşlarından sonra burun tıkanıklığı, hapşırık, burun akıntısı, burun kaşıntısı, damakta kaşıntı gibi bulgularla ortaya çıkabilir. Alerjik rinit, yıl boyunca değişik sürelerde alerjik nezle gibi şiddeti artıp azalarak seyredebilir veya sadece belli mevsimlerde, sıklıkla ilkbahar ayında göz ve burun alerjisi ile birlikte görülebilir. ATOPİK DERMATİT Atopik Dermatitler'in yüzde 65'i ilk bir yılda, yüzde 90'ı ilk 5 yaşta başlar. Tekrarlayıcı, kaşıntılı, kırmızı, şiş, kuru, kabuklanmaya eğilimli deri döküntüleri ile kendini gösterir. Süt çocukluğunda; 2-3. ayda başlar. Öncelikle yanaklarda görülür. Ağız, göz çevresi ve burunda olmaz. Daha sonra ense, kol ve bacakların dış yüzlerinde ve bileklerde oluşur. Bebeklerde yaygın olduğunda saçlı deride konaklar eşlik edebilir. Cilt kuruluğu olur. Ailede alerji hikayesi vardır. Bazı bebeklerde beslenmeye inek sütü, buğday, soya, fıstık, yumurta gibi besinlerin eklenmesi ile alevlenir. Besinler kaldırılınca azalır. 1 yaş civarında tamamen düzelir veya çocukluk çağı atopik dermatit'i olarak devam eder. Bu durumda döküntüler özellikle dirsek içi, diz arkası gibi büklüm yerlerinde daha belirgindir, ancak kulak arkası ve bileklerde de oluşur. 5 yaşından sonra hafifler, geçebilir. Kuru, pullu görünümdedir. Zaman zaman alevlenir, kırmızı sulu kanamalı bir hal alır. Kaşıntı ve tekrarlayıcı özellik hep vardır. 10-12 yaştan sonra ise erişkin tip olarak devam edebilir. Özellikle elde döküntüler vardır. Hastalığın erken başlaması, aile öyküsü, tipik döküntülerin varlığı ile tanı konur. Kanda alerji gösteren değerlerin yüksekliği ve deri testlerinde belli maddelere alerji saptanması tanıyı destekler. Tedavi Tedavide en önemli olay cildin nemli tutulmasıdır. Banyoda ve temizlik için, antibakteriyel özellikli sabunların kullanılmaması ve banyodan hemen sonra nemlendiricilerin sürülmesi önerilir. Yoğun dönemlerde doktor kontrolünde kortizonlu kremler kullanılabilir. Kaşıntıyı azaltmak için antihistaminikli şuruplar kullanılır. Alerjiyi artırdığı gözlenen besinlerden kaçınılır. Hastalar büyüdükçe deri sorunları gerilerken astım ve alerjik nezle gelişebilir. ALERJİK RİNİT Alerjik hastalıklar içinde en sık rastlananıdır. Yapılan çalışmalarda çocuklarda yüzde 10, ergen ve genç erişkinlerde yüzde 10-20 oranında rastlanır. En önemli bulguları burun akıntısı, burun tıkanıklığı, burun, damak ve boğaz kaşıntısı, aksırık, geniz akıntısıdır. Gözlerde kanlanma, sulanma, göz altında koyu renk halkalanma olabilir. Ağızdan solunum yaptıkları için alınan hava kurudur, bu nedenle sinüs ve kulak sorunları bu çocuklarda sıktır. Tekrarlayan üst solunum yolu enfeksiyonları, burun ve sinüslerde polip gelişimi olabilir. Alerjik rinit'in iki tipi vardır. Mevsimsel olanı genellikle çayır, çimen, ağaç, çiçek polenlerine karşı alerji varlığında olur. 1-2 saat süren yoğun aksırık nöbetleri olabilir. Alerjik rinitin ev tozu akarları, havyan kıl ve tüyleri gibi alerjenlere bağlı tipinde ise bulgular tüm yıl boyu devam eder. Bu hastalarda koku alma da zayıflar. Sürekli tıkanıklık, uyku kalitesini de bozabilir. Ailede alerji hikayesi, bebeklikte atopik dermatit varlığı tanıyı destekler. Yine kanda alerjenlere yönelik testler ve deri testleri ile tanı konur. Tedavi Öncelikle alerjenden sakınmak gerekir. Polen mevsiminde yayılma saatlerinde dış ortamdan uzak kalınmalıdır. Hayvan tüy ve kılına karşı alerji varsa eve bu hayvanlar sokulmamalıdır. Ev tozu akarlarına karşı çocuk yatak odalarında mümkün olduğunca tüylü oyuncaklar, tüylü halılar, kat kat perde ve örtüler kullanılmamalı, gün içinde 3-4 kez odalar havalandırılmalı, günlük ayrıntılı temizlik yapılmalı ve temizlikten 2 saat sonrasına kadar çocuk odaya sokulmamalıdır. Alerjinin yoğun olduğu durumlarda akarsitler de kullanılabilir. İlaç olarak kaşıntı, aksırık, akıntı bulgularını yok etmek veya azaltmakta antihistaminikler etkilidir. Yeni kuşak olanlar uzun süreli koruyucu tedavide de etkililerdir. Tedavide en etkin ilaçlar, kortizon içeren burun spreyleridir. Etkileri sadece burun mukozası ile sınırlı olduğu için yan etkileri oldukça az, tedavi edici etkileri ise yüksektir. İlaçlarla rahatlama sağlanamıyorsa veya istenmeyen yan etkileri ortaya çıkıyorsa deri testleri sonucu saptanan alerjenlere yönelik aşı tedavisi de uygulanabilir. Alerjik rinit'te tam iyileşme nadirdir. Yıllık izlenimlerde hastaların yalnızca yüzde 10-20'sinin bulguları tamamen düzelir. Yüzde 10-20'sinde ise ileride astım geliştiği gözlenmiştir. Mevsimsel rinit'te iyileşme daha fazladır. Sezaryenle doğum, alerji olasılığını arttırıyor mu ? Sezaryenle doğumların yüzde 50'den fazlası anne isteği ile gerçekleşir. Ve bu yöntem maalesef çocuklarda astım görülme sıklığını yüzde 20 artırır. Araştırmalarda, besin alerjisi sıklığının da sezaryenle doğuma bağlı arttığı gösterilir. Bu ilişki alerjik anneden doğan bebekte daha güçlüdür. Normal her insanın bağırsaklarında kolonize olmuş bir bakteri florası vardır. Bebeğin ileride besin alerjisi geliştirmemesi için bağırsaklarındaki zararsız bakteri florasının ilk oluşum aşamasındaki yapısı çok önemlidir. Bebek doğduğunda bağırsakları sterildir. Doğum sırasında annenin bakteri florasıyla ilk temasını gerçekleştirmek suretiyle kendi bağırsak florası da oluşur. Yapılan çalışmalar sezaryenle doğan bebeklerin bağırsak florasında yararlı bakteriler olarak bilinen Bacterioides ve Bifidobakterium'un alerjik olmayan çocuklara kıyasla daha az olduğunu gösterir. Bu yararlı bakteriler, bebeğin erken dönemde besinlere tolerans geliştirmesini sağlarken, ileri yaşlarda da alerji ve astım görülme riskini azaltır. ALERJİK ASTIM Astım alt hava yollarının çeşitli uyaranlara aşrı duyarlılığı sonucu gelişen tekrarlayıcı tarzda öksürük, hırıltılı solunum, hareketle artan güç nefes alma, sık nefes alma, göğüste sıkıntı hissi ile görülen bir hastalık tablosudur. En önemli özelliği, hava yollarını gevşeten ve oluşan reaksiyonları azaltıcı özelliği olan ilaçlarla tamamen düzelmesi ama tekrarlayıcı olmasıdır. Astım her yaşta görülebilen bir hastalıktır. Hastaların yüzde 30'unda başlangıç 1 yaş civarındadır. Yüzde 90'ını ise 5 yaş öncesi bulgu verir. Astımda kalıtsal özellikler önemlidir. Ailesinde astımlı olanlarda olmayanlara oranla 3 kat daha sıktır. Bebeklik döneminde atopik dermatit öyküsü olan çocuklarda daha sık görülür. Ayrıca çevresel faktörler de gelişiminde önemli rol oynar. Sigara dumanı ve uçucu kimyasal maddeler, astım ataklarını uyarıcıdır. Bazen egzersiz, astım krizini uyarabilir. Çeşitli enfeksiyon hastalıkları sırasında astım krizi tetiklenebilir. Çocuklardaki astım ataklarının yüzde 70'inde beraberinde viral enfeksiyonlar saptanır. Özellikle ilk 2 yaşta geçirilen sık bronşiolitlerin bu riski artırdığı düşünülür. Aspirin bir diğer uyarıcı etkendir. Heyecan ve stresin de uyarıcı rolü olabileceği söylenmekle birlikte kesin değildir. Polen ve mantar alerjisi olan astımlı hastalarda bulgular mevsimsel özellik gösterir. Bütün yıl boyunca etkili olabilen alerjenlerden en yaygını ev tozu akarlarıdır. Hayvan kıl ve tüyleri ile gelişen alerji de tüm yıl boyu sürer. Ağız yoluyla alınan besinler de astım ataklarına neden olabilir. Yumurta, süt, balık, tahıllar, çikolata ve kuru yemişler en sık nedenlerdir. Astım nöbetleri ani başlayabildiği gibi sinsi de seyredebilir. Solunum güçlüğü, nefes verirken çıkan ötme, düdük sesi diye tariflenen sesli solunum, terleme, yorgunluk ile aile hastalığı fark eder. Bazen öksürük, karın ağrısı ve kusmaya neden olabilir. Öksürük yapışkan Bahar gelmeden tedaviye başlamalı Baharla birlikte mevsim alerjisi olan olgularda alerji daha ön plana çıkar. Polen ve mevsim alerjisi olanlar, bu dönemlerden bir ay önceden medikal tedavilerine başlamalıdır. Bahar aylarında alerjik çocuklar açısından pikniğe gitmek; risk faktörleri yüksek olgular için sorun oluşturabilir. Ancak ilaçların zamanında başlanması ve düzenli kullanımı, riskleri azaltır. Kortizonlu kremler zararlı mı ? Atopik dermatit tedavisinde bazen kortizonlu krem gerekebilir. Kortizon vücutta böbrek üstü bezlerinden salgılanan bir hormondur. Özellikle bebeklerde oluşan pişikte kortizonlu kremler uzun süre kullanıldığında cushing sendromu denilen ciddi hastalık ortaya çıkabilir. Cushing sendromu vücutta kortizon artışına bağlı olarak "aydede" yüzü denilen yuvarlak yüzlü, kilolu, görünüm akla gelir. Çocukluk çağında besin ve hayvan alerjisi - Besin alerjileri de çocukluk çağı alerjileri arasında sık görülür. Belirtileri; dudaklarda, ağızda, boğazda aşınma, şişlik, kızarıklık, ciltte döküntü, bulantı, kusma, ishal, burun akıntısı, nefes tıkanıklığı, astım, öksürük, hırıltılı solunum ve kramp tarzında karın ağrısıdır. İnek sütü, yumurta, balık ve kabuklu deniz ürünleri, soya, buğday, yerfıstığı gibi kabuklu yemişler ciddi reaksiyonlara neden olabilir. - Çocuklarda daha sık görülen hayvan alerjilerinde, kişinin ailesinde alerjiye yatkınlık bulunuyorsa, edinilen evcil hayvana karşı alerjik tepki görülebilir. Evcil hayvan alerjileri, burunda akıntı ve tıkanma, gözde kaşıntı ve sulanma, astım, egzama ve kurdeşen gibi belirtilerle ortaya çıkar. Chincilla kedi cinsi ve kısa tüylü fino köpeği, at, kedi dahil evcil hayvanların çoğu alerji belirtilerinin ortaya çıkmasına neden olabilir. Hayvanlardan uzak durmanın yanı sıra ilaçlar ve aşıyla da evcil hayvan alerjileri tedavi edilebilir. balgam nedeniyle sürekli ve yorucu olabilir. Bazen tek bulgu bu kesilmeyen öksürükler olabilir. Öksürük atakları genellikle gece ve sabaha karşı olur. Yapılan solunum testleri tanıyı kesinleştirir. Kan ve deri testleri, nedeni bulmaya yöneliktir. Tedavi Astımda tedavi, atak döneminde ve koruyucu olmak üzere ikiye ayrılır. Atak tedavisi, çocuğun bulgularına göre hafif ise ayakta, solunum güçlüğü fazla ise hastanede yapılır. Asıl önemli olan, atak geçtikten sonra koruyucu tedaviye başlanmasıdır. Öncelikle kortizon olmayan ilaçlar denenir. Daha sonra doz ayarlanarak alerjik rinit'te olduğu gibi lokal etkili kortizonlu ağız spreylerine başlanır. Çok ağır olgularda ağızdan kortizon kullanılabilir. Eğer giderek artan dozlarda ilaçlara rağmen iyilik sağlanamıyor, atak sıklığı azaltılamıyorsa, deri testi sonuçlarına göre aşı uygulamasına geçilebilir. Astım, tedavi ile düzelen ancak tekrar eden bir hastalıktır. Amaç, korunma olmalıdır. Astım tanısı alan çocukların sigara dumanından uzak kalması gerekir. Evde evcil hayvan bulundurmamalı, odanın döşenmesinde ve temizliğinde ev tozu akarlarını yok edecek önlemlerin alınması ve koruyucu tedaviye, doktor sonlandırana kadar devam edilmesi önemlidir. Alerjik göz hastalıkları Atopik göz sorunları, genellikle alerjik rinit ile birlikte olur ve ani başlar. Toz, polen, küf gibi alerjen madde ile temastan birkaç dakika sonra bulgular kendini gösterir. Gözde kaşınma, sulanma, yanma, göz kapaklarında şişme, kızarıklık olur. Beraberinde göz bebeğinde de alerji oluşursa ışığa bakamama şikayeti de gelişir. Tedavi Öncelikle bol su ile yıkanarak etken, mekanik olarak uzaklaştırılır. Sodyum kromoglikat içeren damlalar tedavide ilk seçilen ilaçlardır. Daha ciddi durumlarda göze uygulanan antihistaminikli ve kortizonlu damlalar kullanılır. Çocuğun alerjik olup olmadığı nasıl anlaşılır? Şikayetlerin öyküsü sorgulandıktan sonra yapılan muayene ile önce hastalığın ne olduğu tanınır, daha sonra bu hastalığın alerjik olup olmadığına bakılır. Kanda alerji düzeylerinin yüksek olması ve deri testi hastalık konusunda kesin sonuç verir. Engellenemez, frenlenebilir Alerjik hastalıklar genetik, çevresel ve immünolojik unsurdan oluştuğu için tamamen ortadan kaldırılamaz. Ancak ortaya çıkış yaşı ve şiddeti değiştirilebilir. Çevresel faktörler ve ortam değiştirilerek immün sistemin yanıtını değiştirmek mümkün olabilir. Çocukta alerjiyi ilaçsız tedavi etmek mümkün değildir. Alerjik hastalıklarda tamamen şifa anlamında tedavi yöntemi yoktur. Kullanılan ilaçlar, semptomları kontrol altında tutmaya ve yaşam kalitesini yükseltmeye yöneliktir. Ancak çocukluk çağı alerjileri erişkinlerden farklı olarak; çocuk adölesan çağa girdiğinde uykuya dalar, yani semptomlar kaybolur, ilaç ihtiyacı azalır ve kaybolur. Alerjik çocuğu olan ailere tavsiyeler Hastalıktan korkmayın Alerjik çocuğu olan aileler; hastalıktan korkmamalıdır ve onunla birlikte yaşamayı öğrenmelidir. Psikolojinizi bozmayın Çocuğunuzdan daha fazla hasta psikolojisine girip kendi yaşantınızı ve çocuğunuzunkini yaşanmaz hale getirmemelisiniz. Çocukluğunu yaşatın Onun çocukluğunu yaşamasına izin vermelisiniz. Yasaklarla bunaltmayın Yasaklar, alerjik çocuğun hastalığını ağırlaştırabilir. Aileler bu anlamda çocukların neredeyse tüm hayatlarını kısıtlıyorlar; dışarı çıkmayacaksın, oynamayacaksın, kumda oynamayacaksın, koşmayacaksın, spor yapmayacaksın, kalın giyineceksin gibi... Oysa oluşturulacak yasaklar listesi; çocuğu anksiyeteye sokup var olan yakınmalarının artmasına ya da uykuya dalmış olan hastalığını uyandırıp alerji atağı geçirmesine yol açabilir. Spor yaptırın Spor yapmasına izin verin. Çocuk ilacını kullandığı sürece istediği sporu yapmakta serbesttir . Uzmana gidin Bir çocuk alerji ve immünoloji uzman doktorundan bilgi alın. Tedaviyi aksatmayın Çocuğunuzun kontrollerini ve tedavisini zamanında yaptırın. Alerji tedavisinde çevre kontrolü büyük önem taşır. Küçük önlemler etkili sonuçlar alınmasını sağlar. Bunlar; • Tüylü ve yünlü giyecek ve eşyaları uzaklaştırın. • Filtresi olan bir klima kullanın. • Filtresi olan süpürge tercih edin. • Akan, sızdıran muslukları ve duvar çatlaklarını tamir edin. • Polen mevsiminde özellikle sabah saatlerinde camları kapalı tutun. • Seyahat ederken otomobilinizin camlarını açmayın. • Çim biçme, ağaç budama ve bahçe bakımı gibi işlerden uzak durun. • Polen mevsimini, polen yoğunluğunun daha az olduğu deniz kenarı gibi yerlerde geçirin. • Dışarıda giydiğiniz giysilerinizi, çalıştığınız ya da yattığınız ortamlardan uzak yerlerde değiştirin. • Cildinizdeki ve saçlarınızdaki polenleri temizlemek için kısa bir duş alabilirsiniz. • Kuru ve rüzgarlı havalarda mümkün olduğu kadar dışarıya çıkmayın. • Havadaki polen miktarının sabah erken saatlerde daha yoğun olduğunu unutmayın. Dışarıya çıkmak için en ideal zamanlar; öğleden sonraları ve yağmur sonrasıdır. Yağmur, havadaki polenleri temizler. • Dışarı çıkarken burun kanatlarına ve bıyık bölgesine vazelin ya da bu iş için üretilmiş jellerden sürebilirsiniz. Bu jeller polenleri tutarak, solunum yoluna giden polen sayısını azaltabilir. • Havadaki polenler üzerine yapışacağından çamaşırlarınızı açık havada kurutmayın. • Kürklerinde polen biriktirdikleri için evdeki hayvanlarınızı yatağınızdan ve koltuklarınızdan uzak tutun. • Yastık, yorgan, çarşaf ve nevresimlerinizi alerjik olmayan toz geçirmeyen hurçlarda muhafaza edin. Çarşaf ve nevresimlerinizi 60 derecede yıkayın. • Halılar, özellikle uzun tüylü olanlar ev tozu, mayt ve polenler gibi çeşitli alerjenleri biriktirir. Bu yüzden halılarınızı yıkanabilir kilimlerle değiştirin. Hazırlayan Aytülike KESKİN

2 yaş bebeklerde vücutta kızarıklık