SebeSuresi 18-19. Ayet Tefsiri. Sebe Suresi 20-21. Ayet Tefsiri. Sebe Suresi 22-27. Ayet Tefsiri. Sebe Suresi 28. Ayet Tefsiri “Bütün insanlara” şeklinde çevrilen kâffeten li’n-nâs ifadesi, “insanları uyarı ve tebliğ ile toplayıp birleştiren, onları küfür ve mâsiyetten engelleyen” şeklinde de anlaşılmıştır.
Surenin ismi 18. ayette yer alan konudan gelmektedir. Bu kapsamda ilgili ayette, Hz. Süleyman’ın ordusu geçecekken vadide yer alan karıncaların konuşması yer almaktadır. Bu surede toplam 93 ayete ve 1165 kelimeye yer verilmektedir. Neml Suresi içerisinde yer verilen diğer konular; namaz, zekat ve ahiret yaşamıdır. Burada Hz.
27NEML SURESİ-14. AYET (Meâlleri Kıyasla): Ve cehadû bihâ vesteykanethâ enfusuhum zulmen ve uluvvâ (uluvven), fenzur keyfe kâne âkıbetul mufsidîn (mufsidîne). Ve onu, yakîn (kesin) olarak bildikleri (inandıkları) halde, nefslerine zulmederek ve büyüklenerek bile bile inkâr ettiler.
Başındabesmele bulunmayan tek sure, 9 numaralı Tevbe Suresi’dir. Kuran’da sadece Neml Suresi’nde iki besmele bulunmaktadır. Bu besmelelerden biri surenin başında diğeri ise 30. ayette yer alır. Besmele ile başlamayan Tevbe Suresi’nden itibaren saymaya başlanıldığında Neml Suresi’nin 19. sırada yer aldığı görülecektir.
NemlSûresi Hakkında. Neml sûresi Mekke’de nâzil olmuştur. 93 âyettir. İsmini 18. âyette geçen ve “karıncalar” mânasına gelen اَلنَّمْلُ (neml) kelimesinden alır. Sûrenin, Hz. Süleyman ve Sebe’ melikesi kıssasına geniş yer vermesi sebebiyle “Süleyman sûresi” ve Hüdhüd adlı kuştan bahsedilmesi
Vay Tiền Nhanh. Siz Yüce Allah’a nasıl dua edersiniz? Aşağıya, Neml suresinin 19. ayetinde geçen ifadelerin de içinde yer aldığı bir dua örneği yazınız. sorusunun cevabını kısaca Yüce Allah’a nasıl dua edersiniz? Aşağıya, Neml suresinin 19. ayetinde geçen ifadelerin de içinde yer aldığı bir dua örneği Suresi 19. ayet “Süleyman, onun bu sözüne tebessüm ile gülerek dedi ki Ey Rabb’im! Beni, bana ve ana-babama verdiğin nimetlere şükretmeye ve razı olacağın salih ameller işlemeye sevk et ve beni rahmetinle salih kullarının arasına kat!DUA ÖRNEĞİ YAZINIZEy Yüce Allah’ım yalnız sena dua eder, yalnız senden yardım senin kulunuz, tek yardımcımız, tek ilahımız beni anne ve babamı kardeşlerimi bu dünyada ve ahirette mutlu senin verdiğini nimetlere şükreden ve senin razı olduğun güzel ibadetleri yapan kullarından salih kullarının arasına Rahmansın, Rahimsin, gücü sonsuz olansız. Sen éol” desen her şey geldik, ellerimizi açtık. Resülün Hz. Muhammed in hürmetine dualarımızı kabul Hamd Alemlerin Rabbinedir.
Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır. Yâ mûsâ innehu enaAllâhu-l’azîzu-lhakîmuEy Musa, gerçek olan şey şu ki Benim üstün olan, hüküm ve hikmet sahibi Allah. "Ey Musa gerçekten Ben, Güçlü ve Üstün, Hüküm ve Hikmet sahibi olan Allah’ım. Bana güvenip itaat etmen, kulluk gereği ve görevindir."Ve Allah Musa'ya “Ey Musa!” dedi. “Her zaman ve herşeyi yerli yerince yapıp eden, O yüceler yücesi Allah benim.“Ya Mûsâ, gerçekte o nida eden benim. Kudretli, hikmet sahibi ve hükümran olan Allah'ım.”Ey Musa! Şüphesiz ben güçlü ve hikmet sahibi olan Allah'ım.'Ey Musa, gerçekten Ben, güçlü ve üstün, hüküm ve hikmet sahibi olan Allah'ım.'Ey Mûsa! Her şeye gâlib ve hikmet sahibi olan Allah benim.“Ey Musa! Şüphesiz Ben, izzet, kudret ve hikmet sahibi olan Allah’ım!“Ey Mûsâ! Gerçek şu ki, ben güçlü ve bilge olan Allah'ım.”Ey Musa! Emre olan, hakim olan Allah benim“Ey Musa! Kesin olarak bil ki, ben mutlak güç sahibi, hüküm ve hikmet sahibi olan Allah'ım”9, 10. Allâh te’âlâ "Ey Mûsâ ben ’azîz ve hakîm olan Allâh’ım. ’Asânı at" buyurdı. ’Asânın bir yılan gibi oynadığını görince Mûsâ arkasına bakmayub kaçmağa başladı. Yine bir ses "Ey Mûsâ korkma. ’İndimde rasûllere korkmak lâyık değildir.""Ey Musa! Gerçek şu ki, Ben, güçlü ve hakim olan Allah'ım"“Ey Mûsâ! Gerçek şu ki, ben mutlak güç sahibi, hüküm ve hikmet sahibi olan Allah’ım.”Ey Musa! İyi bil ki, ben, mutlak galip ve hikmet sahibi olan Allah'ım!"Musa, bu Benim, Ben Üstün ve Bilge olan ALLAH'ım.""Ey Musa! İyi bil ki, ben, mutlak galip ve hikmet sahibi olan Allah'ım!"Ya Musâ! hakıkat bu benim o azîz, hakîm Allah“Ey Mûsâ! Ben, Mutlak Üstün Olan ve En İyi Hüküm Veren Allah'ım!”Ey Musa, hakıykat şudur ki mutlak gaalib olan, yegâne hüküm ve hikmet saahibi olan Allah ben im».“Ey Mûsâ! Hakikat şu ki, ben Azîz kudreti dâimâ üstün gelen, Hakîm her işi hikmetli olan Allah'ım!”“Ey Musa! Duyduğun ses Ben, en güçlü ve her şeye hükmünü veren Allah’ım.”Ey Musa ! işte güçlü, doğruyu bildirici olan Allah benim.— Musa! Yegâne galip olan, hakim olan Tanrı, benim [⁵]».[5] Veya o nida eden benim Yegâne galip, hakim olan Tanrıyım.“Ey Musa! Muhakkak ki Ben Azîz ve Hakîm olan Allah’ım.”“Ey Musa! Gerçekten ben, güçlü ve hikmet sahibi olan Allah'ım.”“Ey Mûsâ! Hiç kuşkusuz Ben, sonsuz kudret ve hikmet sahibi Allah’ım! O hâlde çıkar ayakkabılarını, çünkü şu an Sînâ dağının eteklerindeki kutsal Tuvâ vadisinde, yüce bir makâmın huzurunda bulunuyorsun!” -“Ey Musa!Gerçek şudur ki; Hakîm Azîz Allah benim!”.Sevgili Musa! Seslenen benim. Yani her şeye gücüyle egemen olan Allah,"Ey Musa! Gerçek şu ki ben üstün ve hikmet sahibi olan Allah’ım!"Ey Musa! Güçlü, doğru hüküm veren Allah, benim ben!Ve devamla “Ey Mûsa! Gerçekten, çok güçlü, hüküm ve hikmet sahibi olan Allah, Benim Ben!”[Ve Allah Musa’ya] “Ey Musa!” [dedi,] “Her zaman doğru hüküm ve hikmetle edip-eyleyen O yüceler yücesi Allah Benim!”– Ey Musa, Benim, ben çok güçlü ve her hükmü doğru olan Allah’ım!İmdi Ey Musa! Her işinde mükemmel, her hükmünde isabetli olan Allah var ya? İşte O Benim![³²⁸⁴][3284] Krş 2830.Ey Mûsa! Şüphe yok ki, o nidâ eden Ben azîz, hakîm olan Allah'ım.»“Dinle Mûsâ! Ben, her şeye kadir, mutlak galip, her işi hikmetle dolu olan gerçek İlahım. Ey Musa, gerçek şu ki ben, güçlü, hüküm ve hikmet sahibi olan Allah'ım!"Yâ Mûsâ tahkîk ben kâdir ve gâlib ve emrinde hakîm olan Allâh'ım"Bak Musa! O Allah benim; güçlü olan ve doğru karar veren Musa, Ben Aziz ve Hakim olan Allah'ım!“Ey Musa! Ben kudreti herşeye üstün olan, hikmeti herşeyi kuşatan Allah'ım."Ey Mûsa! Kuşkun olmasın ki ben, Allah'ım; Azîz olan, Hakîm olanım..."“iy mūsā ! bayıķ benven Tañrı beñdeşsüz dürüst sözlü işlü.”Yā Mūsā, taḥḳīḳ ben‐ven Tañrı Taālā, ḳuvvetlü, ḳādir, ḥikmetler issi‐men, Musa! Yenilməz qüvvət, hikmət sahibi olan Allah Mənəm!O Moses! Lo! it is I, Allah, the Mighty, the Wise."O Moses! verily, I am Allah, the exalted in might, the wise!....
Neml Suresi Mekke döneminde inmiştir. 93 âyettir. Sûre, adını 18. âyette yer alan “en-Neml” kelimesinden almaktadır. Neml, karınca demektir. Sûrede başlıca, Süleyman peygamber ve Sebe’ melikesi, Belkıs kıssası ile Salih ve Lût peygamberler konu edilmekte, ayrıca mü’minlerin kurtuluşa ereceği, İslâm karşıtlarının kötü akıbetleri, öldükten sonra dirilmek ve kıyamet dile getirilmektedir. Your browser does not support the audio element. Bismillâhirrahmânirrahîm 1. Tâ-Sîn. Bunlar Kur’an’ın, apaçık bir kitabın âyetleridir. 2, namazı dosdoğru kılan, zekâtı veren ve ahirete de kesin olarak inanan mü’minler için bir hidayet rehberi ve bir müjdedir. ahiret hayatına inanmayanların işlerini biz kendilerine güzel göstermişizdir de o yüzden bocalayıp dururlar. azabın en kötüsü kendilerine has olan kimselerdir. Onlar ahirette en çok ziyana uğrayanlardır. bu Kur’an sana, hüküm ve hikmet sahibi, hakkıyla bilen Allah tarafından verilmektedir. Mûsâ, ailesine, “Ben bir ateş gördüm, ondan size bir haber, yahut ısınasınız diye bir kor ateş getireceğim” demişti. 8.Mûsâ Ateşe varınca ona şöyle seslenildi “Ateşin başındaki de çevresindekiler de kutlu olsun! Âlemlerin Rabbi olan Allah, eksikliklerden uzaktır.” 9.“Ey Mûsâ! Gerçek şu ki, ben mutlak güç sahibi, hüküm ve hikmet sahibi olan Allah’ım.” 10.“Değneğini at.” Mûsâ değneğini attı. Onu yılanmış gibi hareket eder görünce, dönüp ardına bakmadan kaçtı. Allah, şöyle dedi “Ey Mûsâ, korkma! Benim katımda peygamberler korkmazlar.” 11. “Ancak kim zulmeder de sonra yaptığı kötülüğün yerine iyilik yaparsa bilsin ki şüphesiz ben çok bağışlayıcıyım, çok merhamet edenim.” 12.“Elini koynuna sok; Firavun’a ve onun kavmine gönderilen dokuz mucizeden biri olarak, kusursuz bembeyaz olarak çıksın. Çünkü onlar fasık bir kavimdir.” âyetlerimiz kendilerine gerçeği gösterecek biçimde gelince, “Bu apaçık bir sihirdir” dediler. de bunların hak olduklarını kesin olarak bildikleri hâlde, sırf zalimliklerinden ve büyüklük taslamalarından ötürü onları inkâr ettiler. Ama bozguncuların sonunun nasıl olduğuna bir bak!” Biz Dâvûd’a ve Süleyman’a ilim verdik. Onlar, “Hamd, bizi mü’min kullarının birçoğundan üstün kılan Allah’a mahsustur” dediler. Dâvûd’a varis oldu ve, “Ey insanlar, bize kuş dili öğretildi ve bize her şey verildi. Şüphesiz bu, apaçık bir lütuftur” dedi. cinlerden, insanlardan ve kuşlardan meydana gelen orduları onun önünde toplandı. Hep birlikte düzenli olarak sevk ediliyorlardı. karınca vadisine geldikleri vakit bir karınca, “Ey karıncalar! Yuvalarınıza girin, Süleyman ve ordusu farkına varmadan sizi ezmesinler” dedi. onun bu sözüne tebessüm ile gülerek dedi ki “Ey Rabbim! Beni; bana ve ana-babama verdiğin nimetlere şükretmeye ve razı olacağın salih ameller işlemeye sevk et ve beni rahmetinle salih kullarının arasına kat!” kuşlara göz atıp yokladı ve şöyle dedi “Hüdhüd’ü niçin göremiyorum? Yoksa kayıplara mı karıştı?” 21.“Bana mazeretini gösteren apaçık bir delil getirmedikçe kesinlikle onu ağır bir şekilde cezalandıracağım, ya da kafasını keseceğim.” Hüdhüd çok beklemedi, çıkageldi ve Süleyman’a şöyle dedi “Senin bilmediğin bir şey öğrendim. Sebe’den sana sağlam bir haber getirdim.” 23.“Ben, onlara Sebe halkına hükümdarlık eden, kendisine her şeyden bolca verilmiş ve büyük bir tahtı olan bir kadın gördüm.” 24.“Onun ve kavminin, Allah’ı bırakıp güneşe taptıklarını gördüm. Şeytan, onlara yaptıklarını süslü göstermiş ve böylece onları yoldan çıkarmış. Bu yüzden de onlar doğru yolu bulamıyorlar.” 25.“Göklerde ve yerde gizli olanı ortaya çıkaran, sizin gizlediğiniz ve açığa vurduğunuz şeyleri bilen Allah’a secde etmesinler diye şeytan onları yoldan çıkarmış.” 26. Allah, kendisinden başka hiçbir ilâh bulunmayandır. Büyük Arş’ın Rabbidir. Hüdhüd’e şöyle dedi “Doğru mu söylüyorsun, yoksa yalancılardan mısın, göreceğiz.” 28.“Benim şu mektubumu götür onlara at, sonra da yanlarından ayrıl ve ne sonuca varacaklarına bak.” kraliçesi Belkıs dedi ki “Ey ileri gelenler! Bana çok önemli bir mektup atıldı.” 30,31.“Mektup, Süleyman’dan gelmiştir. O, Bismillâhirrahmânirrahîm’ diye başlamakta ve içinde Bana karşı büyüklük taslamayın ve teslimiyet göstererek bana gelin’ denilmektedir.” 32. “Ey ileri gelenler! Durumum hakkında bana görüş bildirin. Sizler yanımda bulunmadıkça hiçbir işe kesin olarak karar vermem.” ki “Biz güçlü kimseleriz ve çetin savaşçılarız. Emir senin. Ne emredeceğini düşün.” 34.Kraliçe Belkıs şöyle dedi “Krallar bir memlekete girdi mi, orayı harap ederler ve halkının ileri gelenlerini zelil hâle getirirler. İşte onlar böyle yaparlar.” 35.“Ben onlara bir hediye gönderip, elçilerin ne haber ile döneceklerine bakacağım.” 36.Elçilerin sözcüsü Süleyman’ın huzuruna gelince, Süleyman ona şöyle dedi “Siz beni mal ile desteklemek ve böylece etkilemek mi istiyorsunuz? Oysa Allah’ın bana verdiği, size verdiğinden daha hayırlıdır. Fakat hediyenizle ancak siz sevinirsiniz.” 37.“Sen onlara dön. Andolsun, biz onlara, karşı koyamayacakları ordularla gelir ve onları oradan aşağılanmış ve küçük düşürülmüş olarak çıkarırız.” “Ey ileri gelenler! Onlar bana teslim olmadan önce hanginiz bana onun kraliçenin tahtını getirebilir?” bir ifrit, ”Sen yerinden kalkmadan ben onu sana getiririm ve şüphesiz ben, buna güç yetirecek güvenilir biriyim” dedi. bilgisi olan biri, “Ben onu, gözünü kapayıp açmadan önce sana getiririm” dedi. Süleyman, tahtı yanında yerleşmiş hâlde görünce şöyle dedi “Bu, şükür mü, yoksa nankörlük mü edeceğim diye beni denemek için, Rabbimin bana bir lütfudur. Kim şükrederse ancak kendisi için şükretmiş olur. Kim de nankörlük ederse bilsin ki Rabbim her bakımdan sınırsız zengindir, cömerttir.” “Tahtını tanınmaz hâle getirin. Bakalım tanıyacak mı, yoksa tanımayacaklardan mı olacak?” dedi. gelince, “Senin tahtın böyle mi?” denildi. O da, “Sanki o! Fakat zaten daha önce bize bilgi verilmişti ve biz teslimiyet göstermiştik” dedi. önce Allah’tan başka taptığı şeyler ona engel olmuştu. Çünkü o inkâr eden bir kavimden idi. “köşke gir” denildi. Köşkü görünce onu zeminini derin bir su sandı ve eteklerini topladı. Süleyman, ona “Bu, zemini billurdan döşenmiş bir köşktür” dedi. Belkıs, “Ey Rabbim! Şüphesiz ben nefsime zulmetmiştim. Şimdi ise Süleyman ile birlikte âlemlerin Rabbi olan Allah’a teslim oldum” dedi. biz, “Allah’a kulluk edin” diye uyarması için Semûd kavmine, kardeşleri Salih’i peygamber olarak göndermiştik. Bir de ne görsün, onlar birbiriyle çekişen iki grup olmuşlar. onlara “Ey kavmim! Niçin iyilikten önce kötülüğün acele gelmesini istiyorsunuz? Merhamet edilmeniz için Allah’tan bağışlanma dileseniz ya!” “Sen ve beraberindekiler yüzünden uğursuzluğa uğradık” dediler. Salih, “Sizin uğursuzluğunuzun sebebi Allah katındayazılıdır. Aslında siz imtihan edilmekte olan bir kavimsiniz” dedi. dokuz kişilik bir çete vardı. Bunlar yeryüzünde bozgunculuk yapıyorlar ve ıslaha çalışmıyorlardı. Allah adına and içerek şöyle dediler “Mutlaka onu ve ailesini geceleyin öldüreceğiz, sonra da velisine; Biz onun ailesinin öldürülüşüne şahit olmadık. Biz kesinlikle doğru söyleyenleriz’, diyeceğiz.” bir tuzak kurdular. Farkında değillerken Allah da bir tuzak kurdu. onların tuzaklarının sonucu nasıl oldu Biz onları ve kavimlerini topyekûn helâk ettik. zulümleri yüzünden harabeye dönmüş evleri! Şüphesiz bunda bilen bir kavim için bir ibret vardır. edip Allah’a karşı gelmekten sakınmakta olanları ise kurtardık. da Peygamber olarak gönderdik. Hani o, kavmine şöyle demişti “Göz göre göre, o çirkin işi mi yapıyorsunuz?” 55.“Siz kadınları bırakıp şehvetle erkeklere mi varıyorsunuz? Doğrusu siz ne yaptığını bilmez bir toplumsunuz.” üzerine kavminin cevabı ancak şöyle demek oldu “Lût’un ailesini memleketinizden çıkarın. Çünkü onlar temiz kalmak isteyen insanlarmış!” de onu ve ailesini kurtardık. Ancak karısı başka. Onun geride kalıp helâk olmasını takdir ettik. üzerine bir yağmur gibi taş yağdırdık. Başlarına gelecekler konusunda uyarılanların yağmuru ne kötüydü! 59.Ey Muhammed! De ki “Hamd Allah’a mahsustur. Selâm onun seçtiği kullarına.” Allah mı daha hayırlıdır, yoksa onların ortak koştukları mı? gökleri ve yeri yaratan ve size gökten yağmur indirip, onunla, ağaçlarını sizin yetiştiremeyeceğiniz gönül alıcı güzel bahçeler meydana getiren mi? Allah ile birlikte başka ilâh mı var!? Hayır, onlar Allah’a eş tutan bir kavimdir. yeryüzünü karar kılma yeri yapan, içinde nehirler akıtan, onun için oturaklı dağlar yapan ve iki denizin arasına bir engel koyan mı? Allah ile birlikte başka bir ilâh mı var!? Hayır, onların çoğu bilmiyor! kendisine dua ettiği zaman zorda kalmışa cevap veren ve başa gelen kötülüğü kaldıran, sizi yeryüzünün halifeleri kılan mı? Allah ile birlikte başka ilâh mı var!? Ne kadar az düşünüyorsunuz! karanın ve denizin karanlıklarında size yolunuzu gösteren ve rahmetinin önünden rüzgârları bir müjdeci olarak gönderen mi? Allah ile birlikte başka bir ilâh mı var!? Allah, onların ortak koştuklarından yücedir. başlangıçta yaratmayı yapan, sonra onu tekrarlayan ve sizi gökten ve yerden rızıklandıran mı? Allah ile birlikte başka bir ilâh mı var!? De ki, “Eğer doğru söyleyenler iseniz kesin delilinizi getirin.” ki “Göktekiler ve yerdekiler gaybı bilemezler, ancak Allah bilir. Onlar öldükten sonra ne zaman diriltileceklerinin de farkında değildirler.” gününün gerçekleşeceği hakkında bilgi peygamberler aracılığı ile onlara peş peşe gelmiştir. Fakat onlar bu konuda şüphe içindedirler. Daha doğrusu onlar ahiretten yana kördürler. edenler dediler ki “Biz ve babalarımız toprak olmuş iken mi, gerçekten bizler mi diriltilip çıkarılacağız?” 68.“Andolsun, bizler de bizden önce babalarımız da bununla tehdit edilmiştik. Bu, öncekilerin masallarından başka bir şey değildir.” ki “Yeryüzünde dolaşın da suçluların sonunun nasıl olduğuna bir bakın.” yana üzülme. Kurdukları tuzaklardan ötürü de sıkıntıya düşme. “Eğer doğru söyleyenler iseniz, bu tehdit ne zaman gerçekleşecek?” diyorlar. 72. De ki “Belki de acele gelmesini istediğiniz şeyin bir kısmı size çok yaklaşmıştır.” senin Rabbin insanlara karşı lütuf sahibidir. Ancak onların çoğu şükretmezler. senin Rabbin, onların kalplerinin gizlediği şeyleri de, açığa çıkardıklarını da mutlaka bilir. ve yerde gâib gizli hiçbir şey yoktur ki apaçık bir Kitap’ta Levh-i Mahfuz’da olmasın. bu Kur’an, İsrailoğullarına üzerinde ayrılığa düştükleri şeylerin çoğunu açıklıyor. o, elbette mü’minler için bir hidayet ve bir rahmettir. senin Rabbin, onların arasında hükmünü verecektir. O, mutlak güç sahibidir, hakkıyla bilendir. ise Allah’a tevekkül et. Çünkü sen apaçık bir hak üzere bulunuyorsun. sen ölülere duyuramazsın. Arkalarına dönüp kaçarlarken sağırlara da çağrıyı duyuramazsın. sapıklıklarından vazgeçirip doğru yola getiremezsin. Ancak âyetlerimize inanıp da müslüman olmuş olanlara duyurabilirsin. 82.Kıyametin kopacağına dair o söz başlarına gelince, onlar için yerden kendilerine bir dâbbe canlı bir yaratık çıkarırız. O, onlara insanların âyetlerimize kesin olarak inanmadıklarını söyler. ümmetten âyetlerimizi yalanlayanlarından bir grubu toplayacağımız ve bunların topluca hesap yerine sevk edilecekleri günü hatırla. yerine geldiklerinde Allah şöyle der “Siz benim âyetlerimi, onları ilmen kavramamışken yalanladınız öyle mi? Yoksa ne yapıyordunuz ki?!” dolayı sözü edilen azap tepelerine iner de artık konuşamazlar. görmüyorlar mı ki, biz geceyi içinde rahat etsinler diye, gündüzü de her şeyi gösterici aydınlık olarak yarattık. Şüphesiz bunda inanan bir toplum için elbette Allah varlığını gösteren deliller vardır. üfürüleceği ve Allah’ın dilediği kimselerden başka göklerdeki herkesin, yerdeki herkesin korkuya kapılacağı günü hatırla. Hepsi de boyunlarını bükerek O’na gelirler. görürsün, onları hareketsiz sanırsın. Hâlbuki onlar bulutların geçişi gibi hareket ederler. Bunu, her şeyi sağlam ve yerli yerince yapan Allah yapmıştır. Şüphesiz O, yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır. kim iyi amel getirirse, ona ondan daha hayırlısı vardır. Onlar o gün korkudan emindirler. de kötü amel getirirse, yüzüstü ateşe atılırlar. Onlara, “Ancak yaptıklarınızın karşılığını görüyorsunuz” denir. 91,92. De ki “Bana ancak, bu beldenin Mekke’nin; onu mukaddes kılan ve her şey kendisine ait olan Rabbine kulluk yapmam emredildi. Yine bana, müslümanlardan olmam ve Kur’an’ı okumam emredildi.” Artık kim doğru yola girerse yalnız kendisi için girer. Kim de doğru yoldan saparsa, de ki “Ben ancak uyarıcılardanım.” ki “Hamd Allah’a mahsustur. O, âyetlerini size gösterecek ve siz de onları tanıyacaksınız. Rabbin, yaptıklarınızdan habersiz değildir.”
neml suresi 19 ayette yer alan dua nedir