Ayrıcanefsin bilgi elde etmede insana müdahil olduğu fakat nasıl ki insan cüz’î ira-desiyle her şeyi irade edemeyeceği gibi nefsin de neticede insanda varolan bir olgu olduğu için bilgiyi kısıtlı elde edebileceği yukarı-daki ayet bize anlatmaktdır. En’âm sûresinin 12 ve 54. âyetlerinde ise şu ifade yer
93 De ki: “Bütün hamdler Allah’a aittir. O, size varlığının delillerini gösterecek, siz de onları tanıyacaksınız.”. Rabbin, yaptıklarınızdan asla habersiz değildir! TEFSİR: “Allah’ın göstereceği işaretler”den maksat, gerek göklerde, gerek yerde, gerekse kendi nefislerimizde Cenâb-ı Hakk’ın varlığını
Enam Suresi'nin fazileti! Enam Suresi'ni okumanın faydaları Enam Suresi, Mekke döneminde inmiştir. Adını, 136, 138 ve 139. âyetlerde yer alan “el-En’âm” kelimesinden almıştır.
Kuranokunmasının fazileti ile ilgili bir çok ayet vardır. Kur’an’ın yeni nazil oluyormuş gibi tazeliğini ve gençliğini gösteren delillerden biri de Kur’an’ın yirmi yedinci suresi olan Neml suresi ve onun ayetleridir.
NemlSuresi Hakkında Detaylı Bilgi. Neml Suresi, Kur`an-ı Kerim `in yirmi yedinci suresi. 93. ayet olup Mekke döneminde inmiştir. İsmini, 18. ayetinde geçen ve “Karınca” anlamına gelen Neml kelimesinden almıştır. Kur`an`ın önemini anlatıp şirki çürütür. Hz.
Vay Tiền Nhanh.
Bayraktar Bayraklı Yeni Bir Anlayışın Işığında Kur'an MealiDe ki "Övgü Allah'adır. O, ayetlerini size gösterecek, siz de onları tanıyacaksınız. Rabbin, yaptıklarınızdan habersiz değildir."Mehmet Okuyan Kur’an Meal-TefsirDe ki "Hamd övgü Allah içindir. O, ayetlerini size gösterecektir; siz de onları görüp tanıyacaksınız.* Rabbin yaptıklarınızdan habersiz değildir."Edip Yüksel Mesaj Kuran ÇevirisiDe ki "Övgü ALLAH'adır; ayetlerini size gösterecek, siz de onları tanıyacaksınız. Efendin onların yaptığından habersiz değildir."*Ve de ki "Hamd Allah'adır. Size ayetlerini* gösterecek, siz de onları tanıyacaksınız." Senin Rabb'in, yaptıklarınızdan habersiz Vakfı Süleymaniye Vakfı MealiBir de şunu söyle; "Her şeyi güzel yapmak Allah'a mahsustur. O size belgelerini gösterecek ve onları tanıyacaksınız. Rabbin yaptıklarınızdan habersiz değildir."Ali Rıza Safa Kur'an-ı Kerim GerçekVe şunu söyle "Allah'a övgüler olsun! O, ayetlerini size gösterdiğinde, onları tanıyacaksınız!" Senin Efendin, yaptıklarınızdan zaten habersiz İslamoğlu Hayat Kitabı Kur’anNihayet dedi ki "Hamd olsun O Allah'a ki, size alamet ve işaretlerini gösterecek; derhal siz de onları tanıyacaksınız." Ve Rabbin yaptıklarınıza karşı asla duyarsız Nuri Öztürk Kur'an-ı Kerim MealiVe şöyle yakar "Hamt olsun Allah'a! O size ayetlerini gösterecek de siz onları tanıyacaksınız. Senin Rabbin, yapmakta olduklarınızdan habersiz değildir."Ali Bulaç Kur'an-ı Kerim ve Türkçe AnlamıVe de ki "Allah'a hamdolsun, O size ayetlerini gösterecektir, siz de onları bilip tanıyacaksınız." Senin Rabbin, yaptıklarınızdan gafil sadeleştirilmiş ve de ki "Hamdolsun Allah'a; O, size ayetlerini gösterecek de onları tanıyacaksınız. Rabbin ne yapacağınızdan gaflette değildir."Muhammed Esed Kur'an MesajıVe yine, de ki "Övgüler olsun Allah'a! Alametlerinin gerçek olduğunu size gösterdiğinde ne iseler onları tanıyacaksınız". Ve Rabbin yaptıklarınızdan asla gafil İşleri Kur'an-ı Kerim Türkçe MealiDe ki "Hamd Allah'a mahsustur. O, ayetlerini size gösterecek ve siz de onları tanıyacaksınız. Rabbin, yaptıklarınızdan habersiz değildir."Elmalılı Hamdi Yazır Kur'an-ı Kerim ve Yüce MealiVe de ki hamdolsun Allaha o size ayetlerini gösterecek de onları tanıyacaksınız ve rabbın ne yapacağınızdan gafil değilSüleyman Ateş Kur'an-ı Kerim ve Yüce MealiVe de ki "Allah'a hamdolsun, O size ayetlerini gösterecek, siz de onları tanıyacaksınız." Rabbin, yaptıklarınızdan gafil de ki "Tanrı'ya hamdolsun, O size ayetlerini gösterecektir, siz de bilip tanıyacaksınız." Senin rabbin, yaptıklarınızdan gafil Basri Çantay Kur'an-ı Hakim ve Meal-i KerimVe "Allaha hamd olsun de. O, size ayetlerini gösterecek de siz de bunları tanıyacaksınız. Rabbin ne yapacağınızdan gaafil ki Hamdolsun Allah'a. O, size ayetlerini gösterecektir. Siz de onları tanıyacaksınız. Ve Rabbın; yaptıklarınızdan habersiz Piriş Kur'an-ı Kerim Türkçe AnlamıVe de ki -Hamd Allah'a aittir. O, size ayetlerini gösterecek siz de onları tanıyacaksınız. Rabbin, yaptıklarınızdan gafil Yıldırım Kuran-ı Kerim ve MealiDe ki "Hamd O Allah'a olsun ki size er geç alametlerini gösterecek siz de onları tanıyacaksınız. Senin Rabbin, sizin yaptıklarınızdan habersiz değildir."Ahmed Hulusi Türkçe Kur'an ÇözümüDe ki "El Hamdu Lillah! O size işaretlerini gösterecek, siz de onları tanıyacaksınız!" Rabbin yaptıklarından bihaber değildir. "Edip Yüksel Eski Baskı Mesaj Kuran ÇevirisiDe ki, 'Övgü ALLAH'adır; ayetlerini size gösterecek, siz de onları tanıyacaksınız. Rabbin onların yaptığından habersiz değildir.'Erhan Aktaş Eski Baskı Kerim Kur'anVe de ki "Hamd Allah'adır. Size ayetlerini* gösterecek, siz de onları tanıyacaksınız." Senin Rabb'in, yaptıklarınızdan habersiz Khalifa The Final TestamentAnd say, "Praise be to GOD; He will show you His proofs, until you recognize them. Your Lord is never unaware of anything you do."The Monotheist Group The Quran A Monotheist TranslationSay "Praise be to God, He will show you His signs and you will know them. And your Lord is not unaware of what you do."Edip-Layth Quran A Reformist TranslationSay, "Praise be to God, He will show you His signs and you will know them. Your Lord is not unaware of what you do."
NEML SURESİ sın tilke ayatül kur'ani ve kitabim ve büşra lil yükıymunes salate ve yü'tunez zekate ve hüm bil ahırati hüm la yü'minune bil ahırati zeyyenna lehüm a'malehüm fe hüm ya' lehüm suül azabi ve hüm fil ahırati hümül inneke le tülekkal kur'ane mil ledün hakımin kale musa li ehlihı innı anestü nara seatiküm minha bi haberin ev atıküm bi şihabin kabeşil lealleküm caeha nudiye em burike men fin nari ve men havleha ve sübhanellahi rabbil musa innehu enellahül azızül elkı asak felemma raaha tehtezzü ke enneha cannüv vella müdbirav ve lem yüakkıb ya musa la tehaf innı la yehafü ledeyyel men zaleme sümme beddele husnem ba'de suin fe innı ğafurur edhıl yedeke fı ceybike tahruc beydae min ğayri suin fı tis'ı ayatin ila fir'avne ve kavmih innehüm kanu kavmen caethüm ayatüna mübsıraten kalu haza sıhrum cehadu biha vesteykanetha enfüsühüm zulmev ve ulüvva fenzur keyfe kane akıbetül le kad ateyna davede ve süleymane ılma ve kalel hamdü lillahillezı faddalena ala kesırim min ıbadihil mü' verise süleymanü davude ve kale ya eyyühen nasü ullimna mentıkat tayri ve utına min külli şey' inne haza le hüvel fadlül huşira li süleymane cünudühu minel cinni vel insi vet tayri fe hüm iza etev ala vadin nemli kalet nemletüy ya eyyühen nemlüdhulu mesakineküm la yahtımenneküm süleymanü ve cünudühu ve hüm la yeş' tebesseme dahıkem min kavliha ve kale rabbi evzı'nı en eşküra nı'metekelletı en'amte aleyye ve ala valideyye ve en a'mele salihan terdahü ve edhılnı bi rahmetike fı ıbadikes tefekkadet tayra fe kale maliye le eral hüdhüde em kane minel üazzibennehu azaben şedıden ev le ezbehannehu ev le ye'tiyennı bi sultanim mekese ğayra beıydin fe kale ehattü bi ma lem tühıt bihı ve ci'tüke min sebeim bi nebiy vecedtümraeten temlikühüm ve utiyet min külli şey'iv ve leha arşün ve kavmeha yescüdune liş şemsi min dunillahi ve zeyyene lehümüş şeytanü a'malehüm fe saddehüm anis sebıli fehüm la yescüdu lillahillezı yuhricül hab'e fis semavati vel erdı ve ya'lemü ma tuhfune ve ma tu' la ilahe illa hüve rabbül arşil senenzuru e sadakte em künte minel bi kitabı haza fe elkıh ileyhim sümme tevelle anhüm fenzur maza ya eyyühel meleü innı ülkıye ileyye kitabün min süleymane ve innehu ta'lu aleyye ve'tunı ya eyyühel meleü eftunı fı emrı ma küntü katıaten emrah hatta nahnü ülu kuvvetiv ve ülu be'sin şedıdiv vel emru ileyki fenzurı maza te' innel müluke iza dehalu karyeten efseduha ve cealu eızzete ehliha ezilleh ve kezalike innı mürsiletün ileyhim bi hedeyyetin fe nazıratüm bime yarciul mürselun25. Ayet secde ayetidir. cae süleymane kale etümidduneni bi malin fema ataniyellahü hayrum mimma ataküm bel entüm bi hediyyetiküm fe lene'tiyennehüm bi cünudil la kıbele lehüm biha ve le nuhricennehüm minha ezilletev ve hüm ya eyyühel meleü eyyüküm ye'tını bi arşiha kable ey ye'tunı ıfrıtüm minel cinni ene atıke bihı kable en tekume mim mekamik ve innı aleyhi le kaviyyün ındehu ılmüm minel kitabi ene atıke bihı kable ey yertedde ileyke tarfük felmma raahü müstekırran ındehu kale haza min fadli rabbı li yeblüvenı e eşküru em ekfür ve men şekera fe innema yeşküru li nefsih ve men kefera fe inne rabbı ğaniyyün nekkiru leha arşeha nenzur e tehtedı em tekunü minellezıne la caet kıyle e hakeza arşük kalet keennehu hu ve utınel ılme min kabliha ve künna saddeha ma kanet ta'büdü min dunillah inneha kanet min kavmin lehedhulis sarh felemma raethü hasibethü lüccetev ve keşefet an sakayha kale innehu sarhum mümerradüm min kavarır kalet rabbi innı zalemtü nefsı ve eslemtü mea süleymane lillahi rabbil le kad erselna ila semude ehahüm salihan enı'büdüllahe fe izahüm ferıkani ya kavmi lime testa'cilune bis seyyieti kablel haseneh lev la testağfirunellahe lealleküm tayyerna bike ve bi mem meak kale tairuküm ındellahi bel entüm kavmün kane fil medıneti tis'atü rahtıy yüfsidune fil erdı ve la tekasemu billahi le nübeyyitennehu ve ehlehu sümme le nekullenne li veliyyihı ma şehidna mehlike ehlihı ve inna le mekeru mekrav ve mekerna mekrav ve hüm la yeş' keyfe kane akıbetü mekrihim enna demmernahüm ve kavmehüm tilke büyutühüm haviyetem bima zalemu inne fı zalike le ayetel li kavmiy ya' enceynellezıne amenu ve kanu lutan iz kale li kavmihı ete'tunel fahışete ve entüm inneküm le te'tuner ricale şehvetem min dunin nisa' bel entüm kavmün ma kane cevabe kavmihı illa en kalu ahricu ale lutım min karyetiküm innehüm ünasüy enceynahü ve ehlehu illemraetehu kaddernaha minel emtarna aleyhim metara fe sae metarul hümdü lillahi ve selamün ala ıbadihillezınastafa allahü hayrun emma halekas semavati vel erda ve enzele leküm mines semai maa fe embetna bihı hadaika zate behceh ma kane leküm en tümbitu şeceraha e ilahüm meallah bel hüm kavmüy ya' ceallel erda kararav ve cealle hılaleha enharav ve ceale leha ravasiye ve ceale beynel bahrayni haciza e ilahüm meallah bel ekseruhüm la ya' yücıbül mudtarra iza deahü ve yekşifüs sue ve yec'alüküm hulefael ard e ilahüm meallah kalılem ma yehdıküm fı zulümatil berri vel bahri ve mey yursilür riyaha büşram beyne yedey rahmetih e ilahüm meallah tealellahü amma yebdeül halka sümme yüıydühu ve mey yerzükuküm mines semai vel ard e ilahüm meallah kul hatu bürhaneküm in küntüm la ya'lemü men fis semavati vel erdıl ğaybe illellah ve ma yeş'urune eyyane yüb' darake ılmühüm fil ahırati bel hüm fı şekkim minha bel hüm minha kalellezıne keferu e iza künna türabev ve abaüna einna le kad vüıdna haza nahnü ve abaüna min kablü in haza illa esatıyrul sıru fil erdı fenzuru keyfe kane akıbetül la tahzen aleyhim ve la tekün fı daykım mimma yekulune meta hazel va'dü in küntüm asa ey yekune radife leküm ba'dullezı testa' inne rabbeke le zu fadlin alen nasi ve lakinne ekserahüm la inne rabbeke le ya'lemü ma tükinnü suduruhüm ve ma yu' ma min ğaibetin fis semai vel erdı illa fı kitabim hazel kur'ane yekussu ala benı israıle ekserallezı hüm fıhi innehu lehüdev ve rahmetül lil rabbeke yakdıy beynehüm bi hukmih ve hüvel azızül tevekkel alellah inneke alel hakkıl la tüsmiul mevta ve la tüsmius summed düae iza vellev ma ente bi hadil umyi an dalaletihim in tüsmiu illa mey yü'minü bi ayatina fe hüm iza vekaal kavlü aleyhim ahracna lehüm dabbetem minel erdı tükellimühüm ennen nase kanu bi ayatina la yevme nahşüru min külli ümmetin fevcem mimmey yükezzibü bi ayatina fehüm iza cau kale e kezzebtüm bi ayatı ve lem tühıytu biha ilmen emma za küntüm ta' vekaal kavlü aleyhim bima zalemu fe hüm la lem yerav enna cealnel leyle li yeskünu fıhi ven nehara mübsıra inne fı zalike le ayatil li kavmiy yü' yevme yünfehu fis suri fe fezia men fis semavati ve men fil erdı illa men şaellah ve küllün etevhü teral cibale tahsebüha camidetev ve hiye temürru merras sehab sun'allahillezı etkane külle şey' innehu habırum bima cae bil haseneti fe lehu hayrum minha ve hüm min fezeıy yevmeizin men cae bis seyyieti fe kübbet vücuhühüm fin nar hel tüczevne ila ma küntüm ta' ümirtü en a'büde rabbe hazihil beldetillezı harrameha ve lehu küllü şey'iv ve ümirtü en ekune minel en etlüvel kur'an fe menihteda fe innema yehtedı li nefsih ve men dalle fe kul innema ene minel kulil hamdü lillahi seyürıküm ayatihı fe ta'rifuneha ve ma rabbüke bi ğafilin amma ta'melunNEML SURESİ Bunlar Kur’an’ın, apaçık bir kitabın namazı dosdoğru kılan, zekatı veren ve ahirete de kesin olarak inanan mü’minler için bir hidayet rehberi ve bir ahiret hayatına inanmayanların işlerini biz kendilerine güzel göstermişizdir de o yüzden bocalayıp azabın en kötüsü kendilerine has olan kimselerdir. Onlar ahirette en çok ziyana bu Kur’an sana, hüküm ve hikmet sahibi, hakkıyla bilen Allah tarafından Mûsâ ailesine, "Ben bir ateş gördüm, ondan size bir haber, yahut ısınasınız diye bir kor ateş getireceğim" Ateşe varınca ona şöyle seslenildi "Ateşin başındaki de çevresindekiler de kutlu olsun! Âlemlerin Rabbi olan Allah eksikliklerden uzaktır."9."Ey Mûsâ! Gerçek şu ki, ben mutlak güç sahibi, hüküm ve hikmet sahibi olan Allah’ım."10."Değneğini at." Mûsâ değneğini attı Onu yılanmış gibi hareket eder görünce, dönüp ardına bakmadan kaçtı. Allah şöyle dedi "Ey Mûsâ korkma! Benim katımda peygamberler korkmazlar."11."Ancak kim zulmeder de sonra yaptığı kötülüğün yerine iyilik yaparsa bilsin ki şüphesiz ben çok bağışlayıcıyım, çok merhamet edenim."12."Elini koynuna sok; Firavun’a ve onun kavmine gönderilen dokuz mucizeden biri olarak, kusursuz bembeyaz olarak çıksın. Çünkü onlar fasık bir kavimdir." âyetlerimiz kendilerine gerçeği gösterecek biçimde gelince, "Bu apaçık bir sihirdir" de bunların hak olduklarını kesin olarak bildikleri halde sırf zalimliklerinden ve büyüklük taslamalarından ötürü onları inkar ettiler. Ama bozguncuların sonunun nasıl olduğuna bir bak! Biz Dâvûd’a ve Süleyman’a ilim verdik. Onlar, "Hamd, bizi mü’min kullarının bir çoğundan üstün kılan Allah’a mahsustur" Dâvûd’a varis oldu ve, "Ey insanlar, bize kuş dili öğretildi ve bize her şey verildi. Şüphesiz bu, apaçık bir lütuftur" cinlerden, insanlardan ve kuşlardan meydana gelen orduları onun önünde toplandı. Hep birlikte düzenli olarak sevk karınca vadisine geldikleri vakit bir karınca, "Ey karıncalar! Yuvalarınıza girin, Süleyman ve ordusu farkına varmadan sizi ezmesinler" onun bu sözüne tebessüm ile gülerek dedi ki "Ey Rabbim! Beni; bana ve ana-babama verdiğin nimetlere şükretmeye ve razı olacağın salih ameller işlemeye sevk et ve beni rahmetinle salih kullarının arasına kat!" kuşlara göz atıp yokladı ve şöyle dedi "Hüdhüd’ü niçin göremiyorum? Yoksa kayıplara mı karıştı?"21."Bana mazeretini gösteren apaçık bir delil getirmedikçe kesinlikle onu ağır bir şekilde cezalandıracağım, ya da kafasını keseceğim." Hüdhüd çok beklemedi, çıkageldi ve Süleyman’a şöyle dedi "Senin bilmediğin bir şey öğrendim. Sebe’den sana sağlam bir haber getirdim."23."Ben, onlara Sebe halkına hükümdarlık eden, kendisine her şeyden bolca verilmiş ve büyük bir tahtı olan bir kadın gördüm."24."Onun ve kavminin, Allah’ı bırakıp güneşe taptıklarını gördüm. Şeytan onlara yaptıklarını süslü göstermiş ve böylece onları yoldan çıkarmış. Bu yüzden de onlar doğru yolu bulamıyorlar."25."Göklerde ve yerde gizli olanı ortaya çıkaran, sizin gizlediğiniz ve açığa vurduğunuz şeyleri bilen Allah’a secde etmesinler diye şeytan onları yoldan çıkarmış." kendisinden başka hiçbir ilah bulunmayandır. Büyük Arş’ın Hüdhüd’e şöyle dedi "Doğru mu söylüyorsun, yoksa yalancılardan mısın, göreceğiz."28."Benim şu mektubumu götür onlara at, sonra da yanlarından ayrıl ve ne sonuca varacaklarına bak." kraliçesi Belkıs dedi ki "Ey ileri gelenler! Bana çok önemli bir mektup atıldı."30, 31."Mektup Süleyman’dan gelmiştir. O, "Bismillahirrahmânirrahîm" diye başlamakta ve içinde Bana karşı büyüklük taslamayın ve teslimiyet göstererek bana gelin’ denilmektedir."32."Ey ileri gelenler! Durumum hakkında bana görüş bildirin. Sizler yanımda bulunmadıkça hiçbir işe kesin olarak karar vermem." ki "Biz güçlü kimseleriz ve çetin savaşçılarız. Emir senin. Ne emredeceğini düşün."34.Kraliçe Belkıs şöyle dedi "Krallar bir memlekete girdi mi, orayı harap ederler ve halkının ileri gelenlerini zelil hale getirirler. İşte onlar böyle yaparlar."35."Ben onlara bir hediye gönderip elçilerin ne haber ile döneceklerine bakacağım."36.Elçilerin sözcüsü Süleyman’ın huzuruna gelince, Süleyman ona şöyle dedi "Siz beni mal ile desteklemek ve böylece etkilemek mi istiyorsunuz? Oysa Allah’ın bana verdiği size verdiğinden daha hayırlıdır. Fakat hediyenizle ancak siz sevinirsiniz."37."Sen onlara dön. Andolsun, biz onlara, karşı koyamayacakları ordularla gelir ve onları oradan aşağılanmış ve küçük düşürülmüş olarak çıkarırız." "Ey ileri gelenler! Onlar bana teslim olmadan önce hanginiz bana onun kraliçenin tahtını getirebilir?" bir ifrit,"Sen yerinden kalkmadan ben onu sana getiririm ve şüphesiz ben, buna güç yetirecek güvenilir biriyim" bilgisi olan biri, "Ben onu, gözünü kapayıp açmadan önce sana getiririm" dedi. Süleyman tahtı yanında yerleşmiş halde görünce şöyle dedi "Bu, şükür mü, yoksa nankörlük mü edeceğim diye beni denemek için, Rabbimin bana bir lütfudur. Kim şükrederse ancak kendisi için şükretmiş olur. Kim de nankörlük ederse bilsin ki Rabbim her bakımdan sınırsız zengindir, cömerttir." "Tahtını tanınmaz hale getirin. Bakalım tanıyacak mı, yoksa tanımayacaklardan mı olacak?" gelince, "Senin tahtın böyle mi?" denildi. O da, "Sanki o! Fakat zaten daha önce bize bilgi verilmişti ve biz teslimiyet göstermiştik" önce Allah’tan başka taptığı şeyler ona engel olmuştu. Çünkü o inkâr eden bir kavimden "köşke gir" denildi. Köşkü görünce onuzeminini derin bir su sandı ve eteklerini topladı. Süleyman ona "Bu, zemini billurdan döşenmiş bir köşktür" dedi. Belkıs, "Ey Rabbim! Şüphesiz ben nefsime zulmetmiştim. Şimdi ise Süleyman ile birlikte âlemlerin Rabbi olan Allah’a teslim oldum" biz, "Allah’a kulluk edin" diye uyarması için Semûd kavmine, kardeşleri Salih’i peygamber olarak göndermiştik. Bir de ne görsün, onlar birbiriyle çekişen iki grup onlara, "Ey kavmim! Niçin iyilikten önce kötülüğün acele gelmesini istiyorsunuz? Merhamet edilmeniz için Allah’tan bağışlanma dileseniz ya!" "Sen ve beraberindekiler yüzünden uğursuzluğa uğradık" dediler. Salih, "Sizin uğursuzluğunuzun sebebi Allah katındayazılıdır. Aslında siz imtihan edilmekte olan bir kavimsiniz" dokuz kişilik bir çete vardı. Bunlar yeryüzünde bozgunculuk yapıyorlar ve ıslaha Allah adına and içerek şöyle dediler "Mutlaka onu ve ailesini geceleyin öldüreceğiz sonra da velisine; Biz onun ailesinin öldürülüşüne şahit olmadık. Biz kesinlikle doğru söyleyenleriz’, diyeceğiz." bir tuzak kurdular. Farkında değillerken Allah da bir tuzak onların tuzaklarının sonucu nasıl oldu Biz onları ve kavimlerini topyekün helak zulümleri yüzünden harabeye dönmüş evleri! Şüphesiz bunda bilen bir kavim için bir ibret edip Allah’a karşı gelmekten sakınmakta olanları ise da Peygamber olarak gönderdik. Hani o kavmine şöyle demişti "Göz göre göre o çirkin işi mi yapıyorsunuz?"55."Siz kadınları bırakıp şehvetle erkeklere mi varıyorsunuz? Doğrusu siz ne yaptığını bilmez bir toplumsunuz." üzerine kavminin cevabı ancak şöyle demek oldu "Lût’un ailesini memleketinizden çıkarın. Çünkü onlar temiz kalmak isteyen insanlarmış!" de onu ve ailesini kurtardık. Ancak karısı başka. Onun geride kalıp helak olmasını takdir üzerine bir yağmur gibi taş yağdırdık. Başlarına gelecekler konusunda uyarılanların yağmuru ne kötüydü!59.Ey Muhammed! De ki "Hamd Allah’a mahsustur. Selam onun seçtiği kullarına." Allah mı daha hayırlıdır yoksa onların ortak koştukları mı? gökleri ve yeri yaratan ve size gökten yağmur indirip, onunla, ağaçlarını sizin yetiştiremeyeceğiniz gönül alıcı güzel bahçeler meydana getiren mi? Allah ile birlikte başka ilah mı var!? Hayır onlar Allah’a eş tutan bir yeryüzünü karar kılma yeri yapan, içinde nehirler akıtan, onun için oturaklı dağlar yapan ve iki denizin arasına bir engel koyan mı? Allah ile birlikte başka bir ilah mı var!? Hayır onların çoğu bilmiyor! kendisine dua ettiği zaman zorda kalmışa cevap veren ve başa gelen kötülüğü kaldıran, sizi yeryüzünün halifeleri kılan mı? Allah ile birlikte başka ilah mı var!? Ne kadar az düşünüyorsunuz! karanın ve denizin karanlıklarında size yolunuzu gösteren ve rahmetinin önünden rüzgarları bir müjdeci olarak gönderen mi? Allah ile birlikte başka bir ilah mı var!? Allah onların ortak koştuklarından başlangıçta yaratmayı yapan, sonra onu tekrarlayan ve sizi gökten ve yerden rızıklandıran mı? Allah ile birlikte başka bir ilah mı var!? De ki, "Eğer doğru söyleyenler iseniz kesin delilinizi getirin." ki "Göktekiler ve yerdekiler gaybı bilemezler, ancak Allah bilir. Onlar öldükten sonra ne zaman diriltileceklerinin de farkında değildirler." gününün gerçekleşeceği hakkında bilgi peygamberler aracılığı ileonlara peşpeşe gelmiştir. Fakat onlar bu konuda şüphe içindedirler. Daha doğrusu onlar ahiretten yana edenler dediler ki "Biz ve babalarımız toprak olmuş iken mi, gerçekten bizler mi diriltilip çıkarılacağız?"68."Andolsun, bizler de bizden önce babalarımız da bununla tehdit edilmiştik. Bu öncekilerin masallarından başka bir şey değildir." ki "Yeryüzünde dolaşın da suçluların sonunun nasıl olduğuna bir bakın." yana üzülme. Kurdukları tuzaklardan ötürü de sıkıntıya "Eğer doğru söyleyenler iseniz, bu tehdit ne zaman gerçekleşecek?" ki "Belki de acele gelmesini istediğiniz şeyin bir kısmı size çok yaklaşmıştır." senin Rabbin insanlara karşı lütuf sahibidir. Ancak onların çoğu senin Rabbin onların kalplerinin gizlediği şeyleri de, açığa çıkardıklarını da mutlaka ve yerde gâib gizli hiçbir şey yoktur ki apaçık bir Kitap’ta Levh-i Mahfuz’da bu Kur’an İsrailoğullarına üzerinde ayrılığa düştükleri şeylerin çoğunu o, elbette mü’minler için bir hidayet ve bir senin Rabbin onların arasında hükmünü verecektir. O, mutlak güç sahibidir, hakkıyla ise Allah’a tevekkül et. Çünkü sen apaçık bir hak üzere sen ölülere duyuramazsın. Arkalarına dönüp kaçarlarken sağırlara da çağrıyı sapıklıklarından vazgeçirip doğru yola getiremezsin. Ancak âyetlerimize inanıp da müslüman olmuş olanlara kopacağına dair o söz başlarına gelince onlar için yerden kendilerine bir dâbbe canlı bir yaratık çıkarırız. O, onlara insanların âyetlerimize kesin olarak inanmadıklarını ümmetten âyetlerimizi yalanlayanlarından bir grubu toplayacağımız ve bunların topluca hesap yerine sevk edilecekleri günü yerine geldiklerinde Allah şöyle der "Siz benim âyetlerimi, onları ilmen kavramamışken yalanladınız öyle mi? Yoksa ne yapıyordunuz ki?!" dolayı sözü edilen azap tepelerine iner de artık görmüyorlar mı ki biz geceyi içinde rahat etsinler diye, gündüzü de her şeyi gösterici aydınlık olarak yarattık. Şüphesiz bunda inanan bir toplum için elbette Allah varlığını gösteren deliller üfürüleceği ve Allah’ın dilediği kimselerden başka göklerdeki herkesin, yerdeki herkesin korkuya kapılacağı günü hatırla. Hepsi de boyunlarını bükerek O’na görürsün, onları hareketsiz sanırsın. Halbuki onlar bulutların geçişi gibi hareket ederler. Bunu, her şeyi sağlam ve yerli yerince yapan Allah yapmıştır. Şüphesiz O yaptıklarınızdan hakkıyla kim iyi amel getirirse, ona ondan daha hayırlısı vardır. Onlar o gün korkudan de kötü amel getirirse, yüzüstü ateşe atılırlar. Onlara, "Ancak yaptıklarınızın karşılığını görüyorsunuz" denir.91, ki "Bana ancak, bu beldenin Mekke’nin; onu mukaddes kılan ve her şey kendisine ait olan Rabbine kulluk yapmam emredildi. Yine bana, müslümanlardan olmam ve Kur’an’ı okumam emredildi." Artık kim doğru yola girerse yalnız kendisi için girer. Kim de doğru yoldan saparsa de ki "Ben ancak uyarıcılardanım." ki "Hamd Allah’a mahsustur. O âyetlerini size gösterecek ve siz de onları tanıyacaksınız. Rabbin yaptıklarınızdan habersiz değildir."
❬ Önceki Sonraki ❭ وَإِذْ أَخَذْنَا مِيثَٰقَكُمْ وَرَفَعْنَا فَوْقَكُمُ ٱلطُّورَ خُذُوا۟ مَآ ءَاتَيْنَٰكُم بِقُوَّةٍ وَٱسْمَعُوا۟ ۖ قَالُوا۟ سَمِعْنَا وَعَصَيْنَا وَأُشْرِبُوا۟ فِى قُلُوبِهِمُ ٱلْعِجْلَ بِكُفْرِهِمْ ۚ قُلْ بِئْسَمَا يَأْمُرُكُم بِهِۦٓ إِيمَٰنُكُمْ إِن كُنتُم مُّؤْمِنِينَ Ve iz ehaznâ mîsâkakum ve refa’nâ fevkakumut tûrtûra, huzû mâ âteynâkum bi kuvvetin vesmeû kâlû semi’nâ ve aseynâ ve uşribû fî kulûbihimul icle bi kufrihim kul bi’se mâ ye’murukum bihî îmânukum in kuntum mu’minînmu’minîne. Hani, Tûr’u tepenize dikerek sizden söz almıştık, “Size verdiğimiz Kitab’a sımsıkı sarılın; ona kulak verin” demiştik. Onlar, “Dinledik, karşı geldik” demişlerdi. İnkârları yüzünden buzağı sevgisi onların kalplerine sindirilmişti. Onlara de ki Tevrat’a beslediğinizi iddia ettiğiniz imanınızın size emrettiği şey ne kötüdür, eğer inanan kimselerseniz! Diyanet İşleri Başkanlığı Hani, Tûr’u tepenize dikerek sizden söz almıştık, “Size verdiğimiz Kitab’a sımsıkı sarılın; ona kulak verin” demiştik. Onlar, “Dinledik, karşı geldik” demişlerdi. İnkârları yüzünden buzağı sevgisi onların kalplerine sindirilmişti. Onlara de ki Tevrat’a beslediğinizi iddia ettiğiniz imanınızın size emrettiği şey ne kötüdür, eğer inanan kimselerseniz! Diyanet Vakfı Hatırlayın ki, Tûr dağının altında sizden söz almış Size verdiklerimizi kuvvetlice tutun, söylenenleri anlayın, demiştik. Onlar İşittik ve isyan ettik, dediler. İnkârları sebebiyle kalplerine buzağı sevgisi dolduruldu. De ki Eğer inanıyorsanız, imanınız size ne kötü şeyler emrediyor! Elmalılı Hamdi Yazır Sadeleştirilmiş Bir vakit Size verdiğimiz Kitab´a sımsıkı sarılın ve O´nu dinleyin» diye Tur´u tepenize kaldırıp sizden söz aldık. Duyduk, isyan ettik.» dediler ve inkarları yüzünden dana sevgisi iliklerine kadar işledi. De ki Eğer sizler inanmış kimseler iseniz inancınız size ne kötü şeyler emrediyor! Elmalılı Hamdi Yazır Bir zamanlar size, verdiğimiz kitaba kuvvetle sarılın ve onu dinleyin.» diye Tûr´u tepenize kaldırıp mîsakınızı aldık. O yahudiler Duyduk, dinledik, isyan ettik.» dediler, kâfirlikleri yüzünden o danayı yüreklerinde besleyip büyüttüler. De ki, Eğer siz mümin kimseler iseniz, bu imanınız size ne çirkin şeyler emrediyor! Ali Fikri Yavuz Bir vakıt “- Size verdiğimiz Tevrat’ı kuvvetle tutun, emirlerini dinleyip gereğince amel edin.” diye Tur’u üzerinize kaldırıp sizden sağlam ahd almıştık. Onlar “-Kulağımızla işittik, kalbimizle isyan ettik.” demişlerdi. Çünkü küfürleri sebebiyle kalblerine buzağı sevgisi sinmişti. Habibim, onlara şöyle de “Eğer siz mümin olsanız, imanınız size buzağıya tapın ve Kur’an’ı inkâr edin diye” çirkin şeyleri emretmezdi. Elmalılı Hamdi Yazır Orijinal Bir vakit size verdiğimiz kitabı kuvvetle tutun ve dinleyin diye Turu tepenize kaldırıb misakınızı aldık, dinledik ısyan ettik dediler, ve küfürleriyle danayı kalblerinde iliklerine işlettiler, eğer, de sizler mü´minlerseniz imanınız size ne çirkin şeyler emrediyor? Fizilal-il Kuran Hani sizden kesin söz almıştık; Tur´u üzerinize kaldırarak Size verdiğimizi kuvvetle tutun ve dinleyin» dedik. Onlar ise Dinledik ve karşı geldik» dediler. Kâfirlikleri yüzünden buzağı sevgisi kalplerine iyice işledi. De ki; Eğer inanıyor idiyseniz, imanınız size ne kötü işler emrediyor! Hasan Basri Çantay Bir vakit Size verdiğimiz Tevrat ı kuvvetle tutun ona sımsıkı yapışın, söz dinleyin» diye Tur» u tepenizin üstüne kaldırıb sizden te´mînatlı va´d almışdık. Kulağımızla dinledik, kalbimizle isyan etdik» demişlerdi. Çünkü küfürleri yüzünden özlerine buzağı bir su gibi içirilmiş iyice işlemiş di. De ki Eğer mü´min kimse ler iseniz inancınız size ne kötü şey emrediyor.» İbni Kesir Hani; size verdiğimiz şeyi kuvvetle tutun ve dinleyin, diye Tur´u tepenize dikmiş ve sizden misak almıştık. İşittik ve karşı geldik dediler ve küfürleri yüzünden buzağı sevgisi kalblerine sindirildi. Eğer inananlardansanız, inancınız size ne kötü şey emrediyor? de. Ömer Nasuhi Bilmen Ve o zamanı hatırlayınız ki, sizin misakınızı almıştık. Size verdiğimiz şeyi kuvvetle alınız ve dinleyiniz,» Diye üzerinize Tûr dağını kaldırmıştık. Demiştiler ki İşittik ve isyan ettik.» Ve onların küfürleri sebebiyle kalblerinde buzağı muhabbeti yerleştirilmişti. De ki Size imânınız ne kötü şey emrediyor, eğer mü´minlerseniz.» Tefhim-ul Kuran Hani sizden kesin söz almış ve Tur´u üstünüze yükseltmiştik ve Size verdiğimize Kitaba sımsıkı yapışın ve dinleyin» demiştik . Demişlerdi ki Dinledik ve başkaldırdık.» Küfürleri yüzünden buzağı tutkusu kalplerine sindirilmişti. De ki İnanıyorsanız, inancınız size ne kötü şey emredip önermektedir?»
1. Tâ, Sîn. Bunlar sana, Kur’ân’ın ve apaçık bir kitabın âyetleridir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 2. İman eden müminler için hidayet rehberi ve müjdeci olmak üzere. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 3. Ki o müminler namazı dosdoğru kılarlar, zekatı verirler ve ahirete de kesin olarak iman ederler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 4. Şüphesiz biz, ahirete inanmayanların işlerini kendilerine süslü gösterdik de onlar ilerisini göremezler, kalpleri körelmiştir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 5. İşte bunlar, kendileri için oldukça ağır bir azab bulunan kimselerdir, ahirette en çok ziyana uğrayacaklar da onlardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 6. Resulüm! Şüphesiz ki bu Kur’ân, sana hikmet sahibi ve her şeyi bilen Allah tarafından indirilmektedir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 7. Hani Musa, ailesine şöyle demişti Gerçekten ben bir ateş gördüm, gidip size oradan bir haber getireceğim yahut bir kor ateş getireyim, umarım ki ısınırsınız.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 8. Oraya geldiğinde şöyle seslenilmişti Ateşin bulunduğu yerdeki ve çevresindekiler mübarek kılınmıştır! Âlemlerin Rabbi olan Allah, eksikliklerden münezzehtir!» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 9. Ey Musa! İyi bil ki, ben, mutlak galip ve hikmet sahibi olan Allah’ım!» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 10. Asânı at!» Asâyı atıp onu yılan gibi deprenir görünce dönüp arkasına bakmadan kaçtı. Dedik ki Ey Musa korkma! Çünkü benim huzurumda peygamberler korkmaz.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 11. Ancak, kim haksızlık yapar, sonra yaptığı kötülüğü iyiliğe çevirirse, bilsin ki ben ona karşı da çok bağışlayıcıyım, çok merhamet sahibiyim.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 12. Elini koynuna sok; kusursuz bembeyaz çıkacaktır. Dokuz mucize ile Firavun ve kavmine git, çünkü onlar yoldan çıkmış bir kavim olmuşlardır.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 13. Bu şekilde âyetlerimiz onların gözleri önüne serilince, Bu apaçık bir sihirdir» dediler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 14. Ve vicdanları bunların doğruluğuna tam bir kanaat getirdiği halde, zulüm ve kibirlerinden ötürü onları bile bile inkâr ettiler. Bozguncuların sonunun nice olduğuna bir bak! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 15. Andolsun ki biz, Davud’a ve Süleyman’a bir ilim verdik. Onlar Bizi mümin kullarının birçoğundan üstün kılan Allah’a hamd olsun» dediler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 16. Süleyman Davud’a varis olup dedi ki Ey insanlar! Bize kuş dili öğretildi ve bize her şeyden nasip verildi. Doğrusu bu apaçık bir lütuftur.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 17. Cinlerden, insanlardan ve kuşlardan müteşekkil orduları Süleyman’ın hizmetinde toplandı, hepsi bir arada onun tarafından düzenli olarak sevkediliyordu. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 18. Nihayet karınca vâdisine geldikleri zaman, bir karınca Ey karıncalar! Yuvalarınıza girin; Süleyman ve ordusu farkına varmadan sizi ezmesin!» dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 19. Süleyman onun sözüne gülümseyerek dedi ki Ey Rabbim! Bana ve ana babama verdiğin nimete şükretmemi ve hoşnut olacağın iyi iş yapmamı gönlüme getir. Rahmetinle, beni iyi kulların arasına kat.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 20. Süleyman Kuşları gözden geçirdikten sonra şöyle dedi Hüdhüd’ü niçin göremiyorum? Yoksa kayıplara mı karıştı?» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 21. Ya bana mazeretini gösteren apaçık bir delil getirecek, ya da onu şiddetli bir azaba uğratacağım, yahut boğazlıyacağım!» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 22. Çok geçmeden Hüdhüd gelip Ben, dedi, senin bilmediğin bir şeyi öğrendim. Sebe’den sana çok doğru ve önemli bir haber getirdim. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 23. Gerçekten, onlara Sebelilere hükümdarlık eden, kendisine her türlü imkan verilmiş ve büyük bir tahta sahip olan bir kadınla karşılaştım.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 24. Onun ve kavminin, Allah’ı bırakıp güneşe secde ettiklerini gördüm. Şeytan, kendilerine yaptıklarını süslü göstermiş de onları doğru yoldan alıkoymuş. Bunun için hidayete giremiyorlar.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 25. Göklerde ve yerde gizleneni açığa çıkaran, gizlediğinizi ve açıkladığınızı bilen Allah’a secde etmezler.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 26. Halbuki O büyük Arş’ın sahibi olan Allah’tan başka tapılacak yoktur.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 27. Süleyman Hüdhüd’e dedi ki Doğru mu söyledin, yoksa yalancılardan mısın, bakacağız.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 28. Şu mektubumu götür, onu kendilerine ver, sonra onlardan biraz çekil de, ne sonuca varacaklarına bak.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 29. Süleyman’ın mektubunu alan Sebe melikesi Beyler, ulular! Bana çok önemli bir mektup bırakıldı» dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 30. Mektup Süleyman’dandır, Rahmân ve Rahîm Allah’ın adıyla başlamaktadır.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 31. Bana karşı baş kaldırmayın, teslimiyet göstererek bana gelin diye yazmaktadır.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 32. Sonra Melike dedi ki Beyler, ulular! Bu işimde bana bir fikir verin. Bilirsiniz siz yanımda olmadan hiçbir işi kestirip atmam.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 33. Onlar, şöyle cevap verdiler Biz güçlü kuvvetli kimseleriz, zorlu savaş erbabıyız, buyruk ise senindir; artık ne emredeceğini düşün taşın.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 34. Melike, Hükümdarlar bir memlekete girdiler mi orayı perişan ederler ve halkının ulularını hakir hâle getirirler. Herhalde Onlar da böyle yapacaklardır» dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 35. Ben şimdi onlara bir hediye göndereyim de, bakayım elçiler ne gibi bir sonuç ile dönecekler.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 36. Elçiler, hediyelerle gelince Süleyman şöyle dedi Siz bana mal ile yardım mı etmek istiyorsunuz? Allah’ın bana verdiği, size verdiğinden daha iyidir. Ama siz, hediyenizle böbürlenirsiniz.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 37. Ey elçi Onlara var söyle; iyi bilsinler ki, kendilerine asla karşı koyamayacakları ordularla gelir, onları, muhakkak surette hor ve hakir halde oradan çıkarırız!» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 38. Sonra Süleyman müşavirlerine dedi ki Ey ulular! Onlar teslimiyet gösterip bana gelmeden önce, hanginiz o Melike’nin tahtını bana getirebilir?» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 39. Cinlerden bir ifrit, Sen makamından kalkmadan ben onu sana getiririm. Gerçekten bu işe gücüm ve güvenim var.» dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 40. Kitaptan ilmi olan kimse ise, Gözünü açıp kapamadan, ben onu sana getiririm» dedi. Süleyman onu Melike’nin tahtını yanıbaşına yerleşivermiş görünce, Bu, dedi, şükür mü edeceğim, yoksa nankörlük mü edeceğim diye beni sınamak üzere Rabbimin gösterdiği lütfundandır. Şükreden ancak kendisi için şükretmiş olur; nankörlük edene gelince, o bilsin ki Rabbim müstağnidir, çok kerem sahibidir.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 41. Süleyman devamla dedi ki Onun tahtını bilemeyeceği bir vaziyete sokun; getirin bakalım tanıyabilecek mi, yoksa tanıyamayanlardan mı olacak?» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 42. Melike gelince, Senin tahtın da böyle mi?» dendi. O şöyle cevap verdi Tıpkı o! Zaten bize daha önce bilgi verilmiş ve biz teslimiyet göstermiştik.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 43. O’nu, Allah’tan başka taptığı şeyler alıkoymuştu. Çünkü kendisi inkârcı bir kavimdendi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 44. Ona köşke gir!» dendi. Melike onu görünce derin bir su sandı ve eteğini çekti. Süleyman Bu billurdan yapılmış, şeffaf bir zemindir» dedi. Melike dedi ki Rabbim! Ben gerçekten kendime yazık etmiştim. Süleyman’ın maiyyetinde, âlemlerin Rabbi olan Allah’a teslim oldum.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 45. Andolsun ki, Allah’a ibadet edin diye Semud’a da kardeşleri Salih’i gönderdik. Hemen birbirleriyle çekişen iki zümre oluverdiler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 46. Salih dedi ki Ey benim kavmim! İyilik dururken niçin kötülüğe koşuyorsunuz? Ne olur Allah’a istiğfar etseniz, belki rahmetine ulaşırdınız.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 47. Cevap verdiler Senin ve beraberindekilerin yüzünden uğursuzluğa uğradık.» Salih Size çöken uğursuzluk sebebi Allah katında yazılıdır. Belki siz imtihana çekilen bir kavimsiniz» dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 48. O şehirde dokuz çete vardı ki, bunlar yeryüzünde bozgunculuk yapıyorlar, iyilik tarafına hiç yanaşmıyorlardı. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 49. Allah’a and içerek birbirlerine şöyle dediler Gece ona ve ailesine baskın yapalım; sonra da velisine, ’Biz o ailenin yok edilişi sırasında orada değildik, inanın ki doğru söylüyoruz’ diyelim.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 50. Onlar böyle bir tuzak kurdular, biz de kendileri farkında olmadan onların planlarını altüst ettik. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 51. İşte bak! Tuzaklarının akibeti nice oldu Onları da, kavimlerini de toptan helak ettik. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 52. İşte haksızlıkları yüzünden çökmüş evleri! Bilen bir kavim için elbette bunda bir ibret vardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 53. İman edip Allah’a karşı gelmekten sakınanları da kurtardık. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 54. Lût’u da peygamber olarak kavmine gönderdik. O, kavmine şöyle demişti Göz göre göre hala o hayasızlığı yapacak mısınız?» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 55. Siz ille de kadınları bırakıp şehvetle erkeklere yaklaşacak mısınız? Doğrusu siz beyinsizlikte devam edegelen bir kavimsiniz!» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 56. Buna kavminin cevabı sadece Lût ailesini memleketinizden çıkarın; baksanıza onlar bizim yaptıklarımızdan temiz kalmak isteyen insanlarmış!» demelerinden ibaret oldu. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 57. Bunun üzerine onu ve ailesini kurtardık. Yalnız karısı müstesna; onun geride azaba uğrayanların içinde kalmasını takdir ettik. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 58. Onların üzerlerine öyle bir yağmur indirdik ki, ne kötü idi uyarılanların yağmuru! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 59. Resulüm! de ki Hamd olsun Allah’a, selam olsun seçkin kıldığı kullarına. Allah mı hayırlı, yoksa O’na koştukları ortaklar mı?» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 60. Onlar mı hayırlı yoksa, gökleri ve yeri yaratan, gökten size su indiren mi? Çünkü biz onunla, bir ağacını bile bitirmeye gücünüzün yetmediği güzel güzel bahçeler bitirmişizdir. Allah’la beraber başka bir ilâh mı var! Doğrusu onlar sapıklıkta devam eden bir güruhtur. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 61. Onlar mı hayırlı yoksa, yeryüzünü oturmaya elverişli kılan, aralarında nehirler akıtan, onun için sabit dağlar yaratan, iki deniz arasına engel koyan mı? Allah’ın yanında başka bir ilâh mı var? Hayır onların çoğu hakikatları bilmiyorlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 62. Onlar mı hayırlı yoksa, kendine yalvardığı zaman bunalmışa karşılık veren ve başındaki sıkıntıyı gideren, sizi yeryüzünün hakimleri yapan mı? Allah’ın yanında başka bir ilâh mı var? Ne kıt düşünüyorsunuz! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 63. Onlar mı hayırlı yoksa, karanın ve denizin karanlıkları içinde size yolu bulduran, rahmetinin yağmurun önünde rüzgarları müjdeci olarak gönderen mi? Allah’ın yanında başka bir ilâh mı var? Allah onların koştukları ortaklardan çok yücedir, münezzehtir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 64. Onlar mı hayırlı yoksa, önce yaratan, sonra yaratmayı tekrar eden ve sizi hem gökten, hem yerden rızıklandıran mı? Allah ile beraber başka bir ilâh mı var? De ki Eğer doğru söylüyorsanız, siz kesin delilinizi getirin haydi! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 65. De ki Göklerde ve yerde Allah’tan başka kimse gaybı bilmez. Ne zaman diriltileceklerini de bilmezler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 66. Fakat ahiret hakkında bilgiler onlara ardarda gelmektedir. Ama onlar bundan bir şüphe içindedirler. Çünkü onlar bundan yana kördürler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 67. İnkârcılar dediler ki Sahi biz ve atalarımız toprak olduktan sonra gerçekten diriltilip çıkarılacak mıyız?» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 68. And olsun ki, bu tehdit bize yapıldığı gibi, daha önce atalarımıza da yapılmıştır. Bu öncekilerin masallarından başka bir şey değildir.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 69. De ki Hele bir yeryüzünde gezin de, günahkarların sonu nice oldu, bir bakın!» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 70. Habibim! Onlara karşı mahzun olma, kurmakta oldukları tuzaklardan ötürü de sıkıntı duyma! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 71. Bir de, Eğer doğru söylüyorsanız bu vaad ettiğiniz azab hani, ne zaman?» derler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 72. De ki Çabucak gelmesini istediğiniz şeyin azabın bir kısmı herhalde yakında ensenize binecektir.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 73. Şüphesiz Rabbin, insanlara karşı lütuf sahibidir; fakat insanların çoğu şükretmezler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 74. Rabbin elbette onların sinelerinin gizlediklerini de, açığa vurduklarını da bilir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 75. Gökte ve yerde gizli hiçbir şey yoktur ki apaçık bir kitapta Lehv- i mahfuzda bulunmasın. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 76. Haberiniz olsun ki bu Kur’ân, İsrail oğullarına, hakkında ihtilaf edegeldikleri şeylerin pek çoğunu anlatmaktadır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 77. Ve o, müminler için gerçekten bir hidayet rehberi ve rahmettir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 78. Rabbin şüphesiz, onlar arasında kendi hükmünü verecektir. O, mutlak galiptir, hikmet sahibidir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 79. Ve o halde sen Allah’a güven. Çünkü sen, apaçık hakikatin üzerindesin. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 80. Bil ki sen, ölülere işittiremezsin, arkasını dönüp kaçmakta olan sağırlara da daveti duyuramazsın. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 81. Sen körleri sapıklıklarından çevirip doğru yola getirecek değilsin. Ancak gönülden teslim olarak âyetlerimize iman edenlere duyurabilirsin. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 82. Söylenen başlarına geleceği vakit, bunlar için yerden bir dâbbe» canlı çıkarırız ki bu, onlara insanların âyetlerimize kesin bir iman getirmemiş olduklarını söyler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 83. Ve her ümmetin âyetlerimizi yalan sayanlarından bir cemaati toplayacağımız gün, artık onlar bir arada tutulup hesap yerine sevkedilirler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 84. Nihayet oraya geldikleri vakit Allah buyurur Siz benim âyetlerimi, ne olduğunu kavramadan yalan saydınız öyle mi? Yoksa yaptığınız başka neydi?» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 85. Yaptıkları haksızlıktan dolayı, o söz gerçekleşmiştir; artık onlar konuşamazlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 86. Görmediler mi ki, dinlensinler diye geceyi yarattık ve çalışsınlar diye gündüzü apaydınlık yaptık. İman eden bir kavim için elbette bunda ibretler vardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 87. Sûr’a üfürüldüğü gün Allah’ın diledikleri müstesna göklerde ve yerde bulunanlar hep dehşete kapılır. Hepsi boyunları bükük olarak O’na gelirler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 88. Sen dağları görürsün de, yerinde durur sanırsın. Oysa onlar bulutun yürümesi gibi yürümektedirler. Bu, her şeyi sapasağlam yapan Allah’ın sanatıdır. Şüphesiz ki O, yaptıklarınızdan tamamıyla haberdardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 89. Kim iyilikle gelirse, ona daha iyisi verilir ve onlar o gün korkudan da emin kalırlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 90. Her kim de kötülükle gelirse artık yüzleri ateşte sürtülür. Başka değil ancak yaptığınız amellerin cezasını çekeceksiniz.» denir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 91. De ki Ben ancak her şeyin sahibi olan ve burayı kutlu kılan bu şehrin Mekke’nin Rabbine kulluk etmekle emrolundum. Yine bana müslümanlardan olmam emredildi.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 92. Ve Kur’ân’ı okumam emredildi.» Artık kim doğru yola gelirse, yalnız kendisi için gelmiş olur; kim de saparsa ona de ki Ben sadece uyarıcılardanım.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 93. Ve şöyle de Hamd, Allah’a mahsustur. O, âyetlerini size gösterecek, siz de onları görüp tanıyacaksınız. Rabbin, yaptıklarınızdan habersiz değildir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
neml suresi 93 ayet fazileti