Vay Tiền Nhanh. Mehveş Evin/Milliyet Gazetedeki seksizm Sky Sports sunucularının seksist konuşmaları büyük tartışma yarattı. Okur soruyor İngiltere’de hal böyleyken, internet sitenizdeki seksizmi ne yapmalı? Ve Sky Sports, kadına karşı ayrımcılık’ içeren konuşmaları nedeniyle Andy Gray’le yollarını ayırdı. Gray’in, kadın hakem Sian Massey üzerinden yaptığı seksist muhabbetin diğer kahramanı, sunucu Richard Keys’in durumuysa belli değil. Yılda milyon pound gibi müthiş bir para kazanan Gray’in sonunu getiren, Massey skandalının üzerine çıkan yeni bir ses kaydı. Burada da kadın meslektaşı hakkında seksist yorumlarda bulunuyor. İlginç ayrıntı şu Gray, News of The World’e başka nedenle dava açmıştı. News, Sky gibi Murdoch impa ratorluğunun bir parçası. Gelelim meselenin seksizm boyutuna Dün bu skandal hakkında yazarken, bizim ülkemizde futbolda seksizm diye bir şey olamayacağını, zira futbolun tamamen erkeklerin alanı olduğunu ve kadına karşı ayrımcılık konusunda daha en temel sorunları bile çözemediğimizi belirtmiştim. Kadın cinselliği ve internet Bir okurdan gelen mail, nereden başlamak gerektiğini çok güzel ortaya koyuyor. Okurum, önce aynayı kendimize tutmamızı şu sözlerle hatırlatmış “Belki İngiltere’de ayrımcılık ofsayta düştü. Ama yazdığınız gazetenin internet sayfasında seksizm ayyuka çıkmış durumda. Kadınlar, erkeklerin cinsel dürtülerine hitap eden varlıklardan ibaret. Sayfaya tıklanması için kadın cinselliğinin kullanılmasını çok vahim buluyorum. İşte, bu yazıyı yazarken gazetenizde alt alta gördüğüm, tıklanmayı bekleyen başlıklar * Özge’nin tehlikeli tecavüz oyunu * Facebook’la çabuk seks * Erkeklerin nefret ettiği kadınlar * Seks manyakları Ve sayfanın dibinde, foto galeride, yine tıklanmayı bekleyen çıplak kadın fotoğrafları...” Seksizm budur Haklı olarak soruyor okur “Bu seksizm değilse, seksizm nedir? İngiltere’deki örnekte, uygunsuz yorumlar yapan spikerler işlerini kaybederken, neden bizim toplumumuzda bu kadın düşmanı yaklaşım kabul edilebilir oluyor?” Bu sorunun cevabını vermek zor, ama gerekli. İnternet sitesindeki erotik fotoğraflar ve seksist başlıklar, zaman zaman eleştirilerin hedefi oluyor. Fakat seksizmle ilgili çok daha sıcak konular bile gündemin ilk sıralarına girmiyor. “Böyle gelmiş böyle gidecek” tavrı, pek çok şeyde olduğu gibi internet medyasında da hakim. Ancak kadın fotoğrafı galerileri ve bunlara eşlik eden anlamsız iç gıcıklayıcı başlıklar, artık kazandırmıyor. Hem rencide ediyor, hem de ciddi prestij kaybına yol açıyor. Ucuz erotizm, bir gazetenin internet sitesine hiç yakışmıyor. Haberler > Çocuklarınıza Kıymayın Buram Buram Seksizm Kokan 8 Grimm Kardeşler Masalı - 1442 Çocuklarımıza anlattığımız, Grimm Kardeşler masallarının çoğu aslında son derece seksist bir bakış açısının ürünü. Çocukların tazecik beyinlerini safsatalarla doldurmaktan başka bir işe yaramıyor. Zira neredeyse bu masalların hepsinde kadınlar kötü, kavgacı, hizmetçi, köle, erkekler ise onları kurtaran, harika prensler. Ha bir de hepsinde mutluluk evlenince geliyor, bekar kadına bu hayatta mutluluk yok! 1. Pamuk prenses ve 7 cüceler Masal sadece kadınların etrafında dönüyor. Saf, yarım akıllı Pamuk Prenses ile onu öldürmeye ant içmiş üvey anası kraliçe. Masalda erkek olarak rolü olan 7 cüce, avcı ve son anda ortaya çıkan prens var. Dikkatli bakın tüm erkekler harika. Öyle ki işi öldürmek olan avcı bile Pamuk Prensese acıyor, merhametli, mert biri. 7 cüceler zaten şirinlik muskası, prens ise hayat kurtaran asil bir erkek. Ama kadınlar öyle mi? Biri kaçıyor, diğer kovalıyor, kiralık katil tutuyor, olmuyor kendi gidip zehirliyor. Bu ne hırs, bu ne azim, bu nasıl bir ömür kötülüğe adanmış olan? Bakmayın Pamuk salağını iyi gösterdiğine, aslında bilinçaltına kadınlar zayıftır, saftır, kendi başlarına bir işi beceremezler mesajları itinayla yollanıyor. Sonunda görüyoruz ki erkekler olmasa kadınlar tek başına anca ölebilir. Ama neyse ki mükemmel erkeğimiz yetişip kurtarıyor kendisini. Sonunda da bir kadın için olabilecek en güzel hediyeyi bahşediyor kendisine; Evlilik! Hadi oradan be salak! 2. Rapunzel Bir kere en başta Grimm kardeşler anlatmak istediklerini söylemiş. Bahçesinden marul alan adamdan cadı kadın ne istiyor? Çocuğunu! Yahu bir marula karşılık çocuk alınır mı? Ev eşyası iste, hizmet iste, parasını iste, vs. Adamın yeni doğacak çocuğunu istemek nedir? Ama mesajı açık Bir kadın erkeğin en kıymetli şeyini alıp onu perişan eder. Hani erkek karısını aldatır da kadın boşanırken evi isteyince kötü olur ya aynı hesaba getirmiş aklınca. Kadın erkeği can evinden vurmuş. Sonra anne, neden veriyor çocuğunu? Bir kadının bu kadar kolay kabullenmesi mümkün müdür? Değildir ama Grimm kardeşler bunun üzerinde durmaya gerek bile görmemişler. Sonra tabii asıl kahramanımız salak kız Rapunzel var. Yıllarca saçını uzatan, ama ondan istifade ederek kuleden inebileceğini akıl edemeyen, bunu ancak bir erkeğin kendisine yardım etmesiyle çözebilen Rapunzel. Çünkü kadının saçı uzun aklı kısadır!! Bir erkeğin yardımı olmadan, kendi başına bir şeyler düşünebilmesi mümkün değildir, her zaman erkeğin korumasına, akıl vermesine muhtaçtır, vs. Yine kadının kötülüğü, akılsızlığı, saflığı, salaklığı üzerine kurgulanmış bir masal ve tabii ki sonunda kadın ödülünü alıyor, bir erkekle evlenme şansı bahşediliyor! 3. Uyuyan güzel Erkeklerin yine gölgede kaldığı, kadınların hırsının, kötülüğünün ne kadar ileri gidebileceğini anlatan bir masal. Sırf “davet edilmedim” diye çocuğu ölüme mahkum eden bir kadını görüyoruz. Hırsından, hasetinden gözleri kör olmuş Malefiz. Hiç kimsenin dikkatini çekmeyen 3 de peri var hikayede, kadın, bir çocuğa sahip çıkamayan, beceriksizler olarak verilmişler. Şaşırdık mı? Tabii ki hayır, çünkü kadın beceriksizdir, 3 kadın bir adam etmez mesajları çok güzel verilmiş. Peki uyuyan güzel çok mu akıllı? Bilemiyoruz, ama masalın bize demek istediği şu, erkeğin babanın sözünden çıkma, çok dolaşma, meraklı olma, sana denileni yap. Yoksa sonun hiç iyi olmaz, bir bela gelip seni bulur. Kız çocuklarının hayatını baştan kısıtlayan, onu eve, belli bir çevreye mahkum etme amacı güden saçmalıklar silsilesi. Sonra ne mi oluyor? Onu ilk defa gören bir prens erkek öperek onu kurtarıyor. Yani demeyeyim diyorum ama kendime engel olamıyorum. 100 yıldır kimsenin girmediği, viraneye dönmüş sarayın içinde, ölü gibi yatan bir kız görüyorsun ve aklına ilk gelen şey onu öpmek oluyor öyle mi? Kadınları aşağıladıkları yetmiyor, erkeğe de her şeye hakkınız var mesajı çok net veriliyor. Bravo Grimm kardeşler. Sonunda ne mi oluyor? Evleniyorlar… Olması gerektiği gibi ! 4. Hansel ve Gretel Masalda iki kötüler kötüsü karakter var, ikisi de kadın. Üvey annelerinin sözüne bakarak öz çocuklarını ormanda ölüme terk eden babadan kimse söz etmiyor. Herkes anneye kızıyor da bir kişi de “sen ne biçim babasın?!” demiyor. Çünkü Grimm kardeşler akıllı, öyle bir kurgulamışlar ki baba istemeye istemeye, gözyaşları içinde, içi parçalanarak bırakıyor evlatlarını. Yahu ne önemi var? Ben çocuklarımdan vazgeçemem desene, sen ruh hastası mısın kadın olur mu öyle şey desene? Neymiş, çocukları bıraktıktan sonra kadından ayrılmış da her gün üzülmüş, ağlamış. Tabii, çocuklar çil çil altınlarla dönünce çok üzüldüm demesi kolay. Çocuk yiyen hasta ruhlu cadı da bir kadın elbette. Çocukların kadınlardan korkması için her şey verilmiş masalda. Erkekler merhametlidir, ama kadınlar yeri gelir çocuk bile yer. Zaten Hansel ve Gretel kardeşlerinde akıllı olanı erkek. Yola taş serpen, cadıdan onları kurtaran hep Hansel oluyor. Çünkü erkekler güçlüdür, akıllıdır, zorluklarla baş etmesini bilir. Allahtan bu masalda çocukların yaşları küçük de evlendirmemişler. 5. Kurbağa prens Hiç lafı dolandırmaya gerek yok, masal bize şunu diyor Kadınlar evlenmek için kurbağa bile yalar. Yani evlilikle kafayı o kadar bozmuşlar ki yapmayacakları şey yok. Zaten prensi kurbağa yapan da bir kadın. Ama neden kurbağaya dönüştürmüş bilmiyoruz. Zevkten mi yapmış? Öyleyse fena, kadınların zevkleri uğruna erkeklere işkence dahi edebileceğini söylüyor bize masal. Yok eğer öyle değilse, prens bir haltlar karıştırdıysa, bunu gizleyerek yine erkekleri yüceltme peşine düşüyor. Belki prens karısını aldattı, belki kadınlara işkence ediyordu, belki it kişilikli biriydi de cadı onu kurbağa yaptı? Bunlar neden sorgulanmıyor da rahat, huzurlu, güzel bir yaşantısı olan prenses evlilik budaları gibi gösteriliyor? Sanırım buraya kadar ki sorgulamalarımızdan bunun sebebini anlamışsınızdır. Sonuç olarak prenses ödülünü alıyor, kurbağa yalamasına karşılık evlilik! Yaşasınn!! 6. Kırmızı başlıklı kız Masalın hemen hemen tüm kahramanları kadın ve hepsi birbirinden salak, saf, gerizekalı ve laf, söz dinlemez tipler. Önce kimsenin dikkatini çekmeyen, sadece masalın en başında bir görünüp kaybolan anne ile başlayalım. Bakmayın geri planda kaldığını anne üzerinden çok ağır göndermeler var. Bir kere çocuğunu, kurdun, çakalın içerisine gönderebilecek kadar düşüncesiz. Kim küçücük kız çocuğunu ta ebesinin nikahındaki anneannesine tek başına yollar? Neymiş “sakın orman yoluna girmeymiş” yahu o daha sabi, söz dinleyebilir mi? İkincisiyse anneanne neden hasta haliyle tek başına yaşıyor? Gördüğümüz kadarıyla senin kocan yok, alsana yanına, hem kıza bakar, hem sen ona bakarsın? İşte böyle düşüncesiz, acımasız, cani bir anne bu!! Verilmek istenen mesaj net, anladınız sanırım. Çocuk üzerinden konuşmak istemiyorum ama tıpkı uyuyan güzel de olduğu gibi kızlara “söz dinleyin”, “size söylenenin dışına çıkmayın”, “yoksa sizi kurt yer!” mesajı verilmek isteniyor. Ayrıca kurt ile anneannesini ayırt edemeyen bir kızın aklından da şüphe etmemiz lazım. Anneanneyi ise anlatmaya gerek yok, safın önde koşanı. Peki erkek? Erkek ise her zaman olduğu gibi kahraman, kurtarıcı, yiğit bir kişi. Masalın sonunda görmüyoruz ama, avcı kesinlikle kırmızı başlıklı kızın annesiyle evlenmiştir. Olmadı büyükanne ile dost hayatı yaşıyordur, e hak etti ama! 7. Orman evi Bu masal pek bilinmez, kısaca özet geçecek olursak; Bir ormancının 3 kızı var, her gün birinden ormana kendisine yemek getirmesini istiyor. Ama üçü de ormanda kaybolup yaşlı, çirkin, uzun sakallı bir adamın evine düşüyorlar. Adam üçünden de kendisine ve hayvanlarına hizmet etmesini istiyor. Üçü de çok güzel hizmet ediyor ama ikisi hayvanları unuttuğu için cezalandırılırken, üçüncüsü hepsine kusursuz hizmet ettiği için büyük ödül olan prensi kapıyor. Prens kim mi? Tabii ki kötü cadının yaşlı bir adama çevirdiği kişi. Açıklamama gerek var mı? Üç salak kız, görevleri olan erkeğe hizmeti eksiksiz yapmak zorundalar, eksik yaparlarsa ceza alıyorlar. Kızlara diyor ki bu masal, aman ha erkeğinize hizmette kusur etmeyin, yoksa cezalandırılırsınız v er bu sizin suçunuz olur. Hizmetiniz güzel olursa bir erkekle evlenmek gibi büyük ödül sizi bekliyor! 8. Külkedisi Garip bir baba, harika bir prens ve geri kalan herkesin kadınların saf, akılsız, cani, acımasız, kötü, çirkef olduğu bir masal. Öyle ki peri bile beceriksiz, külkedisine verdiği şeylere zaman sınırı koyuyor. Elini çabuk tut diyor, yahu daha sağlam büyü yap kız gönlünce eğlensin, ama olur mu kadın kısmının aklına gelmez bunlar. ,Üvey anne ve kardeşler ise kötülüğü yeniden tanımlıyorlar. Yapmadıkları eziyet kalmıyor, bir de çirkinler. Ama ne oluyor, sonunda prens külkedisini seçiyor. Yani diyor masal çirkinsen hiç şansın yok. Güzel ol, kendine bak, erkeğe kendini beğendir yoksa işin yaş. Evlenmek gibi bir kadın için dünyanın en önemli şeyi olan fırsattan mahrum kalırsın. seksoloji ilminin fazla abartılmış hali. dilime pelesenk olmuş terim. sebebi ise seksist bir ülkede yaşıyor oluşum. ironik olarak dili seksist olmayan zamanla gelişmiş bir kaç seksist istisna olsa da bir dile sahip ki bu da geçmişinin ve kültürünün seksizme dayanmadığını göstermekte. şuan kendimi içinde bulduğum olay. evet, dünyadaki tüm kadınlara annanem hariç olan kızgınlığım nedeniyle. utansam da gerçek bu sözlük. cinsel ayrımcılık. gerçek bilginin sadece seks yoluyla elde edilebileceğini savunan bir bilim dalıdır. dünya siyasetinde hala çok yaygın ve popüler olduğu görülüyor. mağdur olansa genelde kadınlar... sadece cinsel kimliğinden ötürü kadınlara uygulanan ayrımcılık. genelde kadınlara uygulanmakla beraber aslında hem kadına hem de erkeğe uygulanıyor. daha doğduğu gün erkek olana mavi, kadın olana pembeler giydiriliyor. erkekler cesur, aslan diye sevilirken, kadın olana akıllı, uslu, hanım gibi cinsiyete dayalı övgüler verilip iki uç kutba ayrılıyoruz. ılerleyen yıllarda okulda, erkek olanı bilimsel alanda, kadın olanı daha sanatsal alanda el işi, resim başarılı olmak üzere şartlandırıyoruz. erkek hep bir şeyler kazanmak-elde etmek üzere yetişyor. kadın ise evlenmek ve anne olmak üzere...sonuç ne mi oluyor? çocuk doğmak ve bakmak gibi asli görevleri istemeyen kadın, istemsiz olarak tam ters uçtaki gibi olmaya çalışıyor. işkolik ve sert bir işkadını oluyor. iş hayatı ile birlikte anne olmaya çalışan kadın ise kendini hep suçlu hissediyor. çünkü o artık asli görevi olan anneliği, iş hayatı ile aksatan bir suçludur. erkekte bu seksizim farklı sorunlara yol açıyor. çoğu erkek kendisini hep sert ve katı bir karaktere hapsediyor. kadınları aşağılayıcı ve kısıtlayıcı davranışlar sergiliyor. kendi duygularını içinde yaşayan hatta onları baskılayan erkek iş hayatında başarısızlık göstermesi ya da beklendiği üzere hep daha başarılı olmaması halinde derin bir yara alıyor. seksizimin toplumda pek çok eskisi var. ve bu hepimizi yaralıyor. yapmayın. rica ediyorum. ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri takip etmek için giriş yapmalısın. 1735 Son Güncelleme 1722 TAKİP ET Almanya’da yapılan bir araştırma yalnızca kadınların değil, erkeklerin de seksizm kurbanı olduğunu ortaya koydu. Erkeklerin üçte biri cinsiyeti yüzünden çeşitli imalara maruz kaldığını ifade ediyor. Almanya'da bir süre önce Hür Demokrat Partili politikacı eski Ekonomi Bakanı Rainer Brüderle'nin bir gazeteci kadına göğüsleri ile ilgili cinsel içerikli sözler sarf ettiği iddiasıyla başlayan seksizm tartışmasına yeni bir boyut eklendi. Kamuoyu araştırma şirketi YouGov tarafından yapılan bir kamuoyu araştırmasına göre, her üç erkekten biri iş yaşamında seksist söylemlere maruz kalıyor. Erkeklerden yüzde 28'i iş yaşamında en az bir kez seksist göndermelerle karşı karşıya kaldığını ifade etti. Araştırmaya katılan erkeklerin yüzde 3'ü ise bunun “çok sık” meydana geldiğini belirtti. Kadınlarda ise bu orana yüzde 7 ile çok daha yüksek. Araştırmada toplam bin kişinin görüşleri alındı. Kadınlar daha hassas Araştırmaya katılan erkeklerin yarısı, cinsel içerikli yaklaşımları çok da kötü bulmadığını ifade ediyor. Kadınların ise bu konuda daha hassas olduğu gözleniyor. Kadınlardan yalnızca yüzde 21'i cinsel içerikli bir söz ya da yaklaşımın o kadar da kötü olmadığını' dile getirdi. Ancak araştırmaya göre, kadınların ya da erkeklerin hangi tutum ve davranışı seksizm' olarak değerlendirdiği kişisel yargılarla yakından ilintili. Araştırmaya katılanların yüzde 26'sı cinsel içerikli esprileri seksist olarak değerlendirirken, yüzde 29'u bu görüşü paylaşmıyor. Yüzde 42'lik en büyük grup ise bunun espriye bağlı olduğunu dile getiriyor. Kıyafetlere yapılan bir iltifat çoğunluk tarafından seksist olarak değerlendirilmezken, kadınlar vücutlarına dair bir iltifatı seksist olarak nitelendirme eğiliminde. © Deutsche Welle Türkçe dpa, DW, BÖ/HS ![] ılımlı seksistler "kadınlarla erkekler eşittir ama farklıdır" ilkesini motto edinmişlerdir, üçüncü dördüncü cins konusunda fikirlerini sorduğunuzda "lezbiyenleri izlemek daha zevkli" yanıtını almanız mümkündür*. seksist olma nedenleri arasında "karşı cinsi öyle böyle değil ekstradan çok sevme", "karşı cinsi sevmeme ve tiksinmeve hatta kafa göz girmek isteme", "karşı cinsi adamdan saymama", "karşı cinsten olmak isteyip olamama, gizlice jartiyer giymekle yetinme" gibi tramvatik durumlar yer alır. belirtileri arasında "karşı cinse göz süzme öpücük yollama", "karşı cinsi görünce hallenme midede yanma", "karşı cinse sırtını dönme bakışından dahi kaçınma", "karşı cinsle karşılıklı iki dakka oturup laf edememe" gibi semptomlar yer ise "karşı cinsten 100 kişiyle aynı mekana 1 sene suretiyle kapatılıp bekaret kemeri takma" dan geçer. modaya degil doganin gerceklerine uyan. son donemlerde kolayci ve ba$tan yadsinan kimlikler icin kullanilan bir etiket olarak da dikkatimi ceken vajina erkekte penis var diyorsun, seksist diyorlar. ba$tan ciziyorlar nevi butun genellemeler yanli$tir olayi gibi. kimi zaman en sıkı seksistler seksizme mücadele edenler arasından çıkar . toplumsal cinsiyet rollerini sorgulayacağım, yok eşitlik ve farkındalık için çabalayacağım derken kendileri de aynı tuzağa düşerler ve yaptıkları pozitif ayrımcılığın ayarını iyice kaçırıp seksist insanlar haline dönüşürler. bu tuzağa düşen genelde kadınlardır. belki valerie solanas, radikal feminizm bazı temsilcileri buna iyi örnek olabilirler. kimi zaman erkek düşmanı olmakla suçlanan bu kişiler kimi zaman kadın düşmanlığına kadar toplumsal cinsiyet rolleri ve toplum içinde fırsat, ücret, özgürlükler, yazılı ve yazısız kurallar nezdinde eşitlik istemi ile ilgili iken, dejenere olup amacından sapmış olup seksizm kurbanı bünyeler kadınlık ve erkekliğin sadece hak ve özgürlükler bağlamında değil görünüş boyutunu da sorgulayıp belli şekil şartlarını zorunlu tutabilecek kadar hadlerini aşarlar. kendi tasarruflarında olan bedenlerinin ötesine geçip başka kadınlar için kadınlık halleri resmetmeye çalışırlar. görüntüsel anlamda androjenliğe doğru kayarken bakış açısı, bunun cinsellikteki yansıması politik lezbiyen kavramına kadar dayanır. bu insanlar ne yazık ki, kişilerin kendi tasarrufunda yer alan güzellik, bakımlılık, kıl tüy alıp, kuaföre gitme gibi hallerini feminizmle ilgisi olmayan toplumsal cinsiyet rollerine boyun eğme olarak adlandırırlar. onlara göre yemek yapan, ev işlerinde keyf alan, kadınlıkla özdeşleştirilen kıyafetkleri giyen kadınlar boyun eğen kadınlardır. kadın kadının kurdudur sözünün en güzel hallerinden biridir bu durum. mucadele edilmesi en zor olan karakterdir..zira cinsayrımcılıgı sadece erkeklere mahsus bir hareket olsaydı mucadelenin sınırlarını cizmek ve dahi teorisini uretmek kuskususz ki cok daha kolay olurdu..cinsiyetcilik binlerce yıl suren bir surece yayılmıs oldugundan, kadınlar tarafından da en az erkekler icin oldugu kadar icsellestirilmistir..toplumsal degerler de gerek erkek gerekse kadın tarafından buna gore sekillendirilmistir.. sozgelimi kadınlar da namus kavramının savunuculugunu yapmak adına birbirlerine pekala orospu yakıstırmasını yapabilmektedirler.. hatta onun bunun evladı lafını kullanan ne cok kadın vardır cevremizde, lafın nereye dayandıgının farkına bile varmaksızın..bu kadınlara seksist diyebilir miyiz? belki evet, belki de hayır..hayır; cunku ezme - ezilme ilskilerinin iki tarafı vardır ve kadın tum icsellestirmisligine ragmen erkek egemen baskı altında ezilen taraftır..evet; cunku seksizm bir ideoloji olduguna gore cinsiyete bakmaksızın pekala taraftar bulmaktadır..konunun farklı cinsel yonelimler icin olan tarafına bakmak gerekirse; onların durumu kadınlarınkinden cok daha zordur.. kadın cinsi tek basına asagılanır bir unsurken escinsellik deyince bir de buna hastalıklı olmak seklinde bir yakıstırma eklenmektedir ki escinsel olmayı secen kisi hem cinsel yonelimine sahip cıkmak icin mucadele etmek hem de saglıklı bir birey oldugunu kanıtlamak durumunda kalmaktadır.. escinsellik sozkonusu oldugunda kadın ve erkek tarafların aynı noktada bulusarak bu insanlara hastalıklı gozuyle bakması ise onları daha da yalnızlastırmakta, islerini daha da zorlastırmaktadır..cinsiyetcilikle ilgili teori uretmenin zorlugu ise, seksizme karsı mucadele edenlerin saflarında birbirinden cok farlı duruslar ortaya cıkarmaktadır.. hal boyle olunca bunların arasından da birbirlerini seksist olmakla suclayanların cıkması son derce kacınılmazdır..en onemli ayrılık da erkek egemen dilin kullanımında ortaya cıkmaktadır ki birileri bu dili reddederek sekilci feminist olmakla suclanırken birileri de seksist olmaya mahkum edilebilmektedir.. isin icine bir de sınıfsal perspektif eklendiginde cinsiyetcilikle mucadele saflarında sapla saman iyiden iyiye birbirine karısmaktadır..diger yandan; mucadele icerisinde kadınların toplumsal cinsiyet rolleri geregi dıslandıgına kendi adıma tanık olmus degilim.. hangi perspektife dayanırsa dayansın cinsayrımcılıgına karsı mucadele edenler kadının bakımsız ve pasaklı olması gerekliligine inanacak bir aymazlık icinde degildirler.. bugune kadar sozgelimi duzenli manikur yaptırdıgım icin bana seksist gozuyle bakan olmadı hic.. but tur yaklasımlara cok eskiden bazı sosyalist cevreler icinde raslanırdı zaman zaman.. ki artık o da kalmadı pek..onemli olan bazı ayrılıklara ragmen her mucadele seklinin erkek egemen ideolojiye yonelik oldugunu gormek ve boyle kabullenmektir..benim icin altını doldurabildigi ve nereye dayandıgındıgını bildigi surece her mucadele sekli mesrudur..sozgelimi bir kadın tarafından soyleniyorsa, orospu kelimesinin neden ve nasıl sarfedildigine bakarım.. dogrudan lanetleme yoluna gitmek binlerce yıllık bir tarihi gormezden gelmek demektir.. namus bekciligi yapmak adına ve bilincli davrandıgını iddia eden bir kadın kullanılmıssa ben de o kadına seksist deme hakkımı kullanırım.. ama yine de o kadına saldırmak yerine onu ironiyle karsılamayı tercih ederim ki bu kendimi de iceren bir ironi olmaktan oteye gitmez eşcinsel hakların edinimi ile yakından ilişkili olan bir duruştur. zira toplumsal cinsiyet rollerinin çizgisini çizen bu duruş aynı zamanda heteroseksist yapıdan bağımsız değildir. biri toplumsal cinsiyete yönelik rollerin nasıl olması gerektiğinin sınırlarını çizerken diğeri bunun hangi cinsler arasında olması gerektiğini belirler aklı sıra. oldukça organik bağları olan bu iki kavramla ilgili olarak;bkz androjenbkz heteroseksistbkz homofobibkz heteroseksuellere sorulmayan sorular ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri takip etmek için giriş yapmalısın.

seksist nedir seksizm kokan seksizm film